Kuran Gözüyle Evrene Bakış
Kuran Gözüyle
Evrene Bakış
20.yüzyılda elde
edilen veriler ışığında, evrenin belirli bir zaman önce yok iken var hale
geldiği ortaya çıkarılmıştır. Bu teorinin adı Büyük Patlama (Big Bang) olarak
konmuştur ve buna göre evrenin başlangıcı bu büyük patlama ile olmuştur.
Büyük Patlama
teorisine göre evrenin bugün ihtiva ettiği tüm materyal, tüm yıldızlar,
gezegenler ve galaksiler yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktada
toplanmıştı. Bu tek nokta sonsuz bir yoğunluk ve sıfır hacim olarak ifade
edilmektedir. Fiziksel gözlem ve deneyle anlamanın mümkün olmadığı bu özel
duruma "tekillik" adı verilmiştir. Tekillik öncesindeki durum için hiçbir fizik
kuralı geçerli değildir. Madde yaratılmamış olduğundan zaman dahi yoktur.
Tekillik noktasında "kozmik yumurta" olarak isimlendirilen yoğunluğun patlayarak
dağılmasıyla önce atom altı parçacıklar, ardından atomlar, nötronlar ve
protonlar oluşmuş, ortamın ısısının azalmasıyla birlikte bu parçacıklar
birbirleriyle etkileşerek maddeyi oluşturmaya başlamıştır.
Bu kozmik yumurta,
“nasıl var oldu”, “neden ortaya çıktı”, “neden patladı” gibi soruların cevapları
bize hep Allah’ın varlığının dellillerini sunmaktadır.
Büyük Patlama’nın
somut bazı delilleri vardır.
Evrenin
genişlemekte olması, bu delillerden birisidir. Kozmolojistlerin tariflerine
göre, evreni şişirilen bir balonun yüzeyi gibi düşünmek mümkündür. Balonun
yüzeyindeki noktaların balon şiştikçe birbirlerinden uzaklaşmaları gibi,
evrendeki cisimler de evren genişledikçe birbirlerinden uzaklaşmaktadırlar.
Elbette gerçek uzay, bir balonun yüzeyi ile basitçe kıyaslanmayacak kadar
karmaşıktır. Öncelikle iki değil üç boyutludur ve her yöne doğru genişlemektedir.
Ama yine de bu benzetme ile konunun kavranması biraz daha kolayllaşmaktadır.
Şimdi bu
noktada bu bilgilere biraz ara vererek Kuran’ın ayetlerine baş vuralım. Bir
ayette evrenin yaratılışı hakkında şöyle denir:
"Biz
göğü ‘büyük bir kudretle’ bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz." (Zariyat
Suresi, 47)
Büyük
Patlama esnasında çok büyük bir enerjinin ortaya çıktığı bilinmektedir.
Başlangıçta ısı şeklinde olan bu muazzam enerji daha sonra bugün içinde
yaşadığımız evrenin kurulmasındaki büyük güç kaynağını oluşturmuştu. Ayette,
Allah’ın sonsuz kudretinin bir yansıması olan ve evrenin yaratılmasında rol
oynayan bu büyük güce dikkat çekilmesi 14 yüzyıl öncesinin bilgi seviyesiyle
izah edilemeyecek bir mucizedir. Ayrıca göğün genişlemekte olduğunun da ifade
edilmesi, şüphesiz ki mucizevi bir ayrıntıdır.
Göklerden bahseden bir başka ayette de şu ifade kullanılmaktadır:
"O inkâr
edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken,
biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar
inanmayacaklar mı?" (Enbiya Suresi, 30)
Ayetin "birbiriyle
bitişik" olarak tercüme edilen kelimesi “ratk”, Arapça sözlüklerde "birbiriyle
içiçe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına gelir. Yani tam bir bütün
oluşturan iki madde için kullanılır. Ayetteki "ayırdık" ifadesi ise Arapça
“fatk” fiilidir ki, bu fiil “ratk” halindeki bir nesnenin yarıp, parçalayıp
dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan dışarı
çıkması bu fiille ifade edilir.
Şimdi
ayete tekrar bakalım. Ayette göklerle yerin “ratk” halinde olduğu bir durumdan
bahsediliyor. Ardından bu ikisi “fatk” fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri
diğerini yararak dışarı çıkıyor. Gerçekten de Big Bang’in ilk anını
hatırladığımızda, kozmik yumurta denilen noktanın evrenin tüm maddesini
içerdiğini görüyoruz. Yani herşey, hatta henüz yaratılmamış olan "gökler ve yer"
bile bu noktanın içinde, “ratk” halindeler. Ardından bu kozmik yumurta şiddetle
patlıyor.
Bu yolla maddeler “fatk” oluyorlar...
Ayetin ifadelerini
Big Bang teorisi ile karşılaştırdığımızda tam bir uyum içinde olduklarını
görüyoruz. Oysa Big Bang’in bilimsel bir teori olarak ortaya atılması ancak 20.
yüzyılda mümkün olmuştur. O halde bu ayet de diğerleri gibi Kuran’ın Allah
katından gelmiş olduğunun kesin delillerinden biridir.
|