c
c- Zikrin
Çeşitleri
c1- İstiğfar
c1a- İstiğfarın
Fazileti
Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de
akın. Allah'tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir.
(Bakara: 2/199)
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken,
hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir). (Al-i
İmran: 3/17)
Biz her peygamberi -Allah'ın izniyle ancak
kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri
zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de onlar için
istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı. (Nisa:
4/64)
Ve Allah'tan mağfiret iste, çünkü Allah, çok
yarlığayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir. (Nisa: 4/106)
Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de
sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici
bulacaktır. (Nisa: 4/110)
Hâla Allah'a tevbe edip O'ndan bağışlanmayı
dilemeyecekler mi? Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. (Maide: 5/74)
Kötülükler yaptıktan sonra ardından tevbe edip
de iman edenlere gelince, şüphesiz ki o tevbe ve imandan sonra, Rabbin elbette
bağışlayan ve esirgeyendir. (A’raf: 7/153)
Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs'te)
yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, "bağışlanmak istiyoruz"
deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara
ileride ihsanımızı daha da artıracağız. (A’raf: 7/161)
Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara
azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici
değildir. (Enfal: 8/33)
Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona
tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi,
tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan
herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin
başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." (Hud: 11/3)
Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da
O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize
kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin. (Hud: 11/52)
Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe
edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever. (Hud: 11/90)
"Ey Yusuf! Sen bundan (olanları söylemekten)
vazgeç! (Ey kadın!) Sen de günahının affını dile! Çünkü sen günahkârlardan
oldun." (Yusuf: 12/29)
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman
etmekten ve Rablerinden mağfiret talep etmekten alıkoyan şey, sadece,
öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz
göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir! (Kehf: 18/55)
Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar
müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. (Nur: 24/5)
Müminler, ancak Allah'a ve Resûlüne gönülden
inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin
istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resûlüm!) Şu senden izin isteyenler, hakikaten
Allah'a ve Resûlüne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden
izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan
bağış dile; Allah mağfiret edicidir, merhametlidir. (Nur: 24/62)
"Biz, ilk iman edenler olduğumuz için Rabbimizin
hatalarımızı bağışlayacağını umarız." (Şuara: 26/51)
Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum
O'dur. (Şuara: 26/82)
Salih dedi ki: Ey kavmim! İyilik dururken niçin
kötülüğe koşuyorsunuz? Allah'tan mağfiret dileseniz olmaz mı? Belki size
merhamet edilir. (Neml: 27/46)
Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma
iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı,
çok esirgeyici olan ancak O'dur. (Kasas: 28/16)
Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık.
Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır. (Sad:
38/25)
Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı
bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından
indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır. (Mü’min:
40/2-3)
Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar,
Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında
bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. (Zariyat:
51/15-16)
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir
şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek,
elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte
sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını
kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Mümtahine: 60/12)
Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O
çok bağışlayıcıdır. (Nuh: 71/10)
(Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol
yağmur indirsin, (Nuh: 71/11)
Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size
bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın. (Nuh: 71/12)
(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın
kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle)
geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını)
Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye)
ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi
bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki,
içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak
üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda
çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın,
zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada
iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve
mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok
bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (Müzzemmil: 73/20)
Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların
bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine
hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul
edendir. (Nasr: 110/1-3)
|