c6b
c6b- Tesbihin
Tenzihe Delalet Etmesi
"Allah çocuk edindi" dediler. Hâşâ! O, bundan
münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur, hepsi O'na boyun
eğmiştir. (Bakara: 2/116)
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları
üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı
hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna
yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru! (Al-i İmran:
3/191)
Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve
Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak
Allah'ın resûlüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi (nin
eseri) dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit
edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah'a ve
peygamberlerine iman edin. "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak
üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan
münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah
yeter. (Nisa: 4/171)
Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve
anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o,
"Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben
söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki
ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin. (Maide:
5/116)
Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysa ki onları
da Allah yaratmıştı. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Hâşâ! O,
onların ileri sürdüğü vasıflardan uzak ve yücedir. (En’am: 6/100)
Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de
Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!" dedi.
(Rabbi): "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde
durabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu
paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan
tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. (A’raf: 7/143)
(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini
(hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı)
rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu.
O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır. (Tevbe:
9/31)
Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de
fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim
şefaatçilerimizdir, diyorlar. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği
bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve
yücedir." (Yunus: 10/18)
(Müşrikler:) "Allah çocuk edindi" dediler. Hâşâ!
O bundan münezzehtir. O'nun (çocuğa) ihtiyacı yoktur. Göklerde ve yerde ne varsa
O'nundur. Bu hususta yanınızda herhangi bir delil yoktur. Allah hakkında
bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? (Yunus: 10/68)
(Resûlüm!) De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben
Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı
(ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim." (Yusuf: 12/108)
Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde
edenlerden ol! (Hicr: 15/98)
Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte
acele etmeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir. (Nahl:
16/1)
Onlar, kızların Allah'a ait olduğunu iddia
ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de (erkek çocuklar)
kendilerinin oluyor. (Nahl: 16/57)
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını
gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek
kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O,
gerçekten işitendir, görendir. (İsra: 17/1)
Allah, onların söyledikleri şeylerden
münezzehtir; son derece yücedir ve uludur. (İsra: 17/43)
Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu
tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz,
onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır. (İsra: 17/44)
"Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe
çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da
asla inanmayız." De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir elçiyim. (İsra:
17/93)
Ve derlerdi ki: Rabbimizi tesbih ederiz.
Rabbimizin vaadi mutlaka yerine getirilir. (isra: 17/108)
Allah'ın bir evlat edinmesi, olur şey değildir.
O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece "Ol!" der, ve hemen
olur. (Meryem: 19/35)
Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılar
bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki
Arş'ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir.
(Enbiya: 21/22)
Allah evlat edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir
tanrı da yoktur. Aksi takdirde her tanrı kendi yarattığını sevk ve idare eder ve
mutlaka onlardan biri diğerine galebe çalardı. Allah, onların (müşriklerin)
yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir. (Mü’minun: 23/91)
Onlar: Seni tenzih ederiz. Seni bırakıp da başka
dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet
verdin ki, sonunda (seni) anmayı unuttular ve helâki hak eden bir kavim oldular,
derler. (Furkan: 25/18)
Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin
bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan
Allah, eksikliklerden münezzehtir! (Neml: 27/8)
Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış,
sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi
(tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde
bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından
münezzehtir ve yücedir. (Rum: 30/40)
(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar
değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı,
diyecekler. (Sebe: 34/41)
Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden
ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah
kusurlardan münezzehtir. (Yasin: 36/36)
Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı
ne kadar yücedir! Siz de O'na döndürüleceksiniz. (Yasin: 36/83)
Allah, onların isnat edegeldiklerinden yücedir,
münezzehtir. (Saffat: 37/159)
Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte
oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. (Saffat: 37/180)
Eğer Allah bir evlat edinmek isteseydi, elbette
yarattıklarından dilediğini seçerdi. O yücedir. O, tek ve kahhâr olan Allah'tır.
(Zümer: 39/4)
Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler.
Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle
dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.
(Zümer: 39/67)
Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size
bineceğiniz gemiler ve hayvanlar varetmiştir ki, böylece onların sırtına binip
üzerlerine yerleşince, Rabbinizin nimetini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni
tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz. (Zuhruf:
43/12-13)
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan
Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir. (Zuhruf: 43/82)
Veya onların Allah'tan başka bir tanrısı mı var?
Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır. (Tur: 52/43)
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından
sonra da O'nu tesbih et. (Tur: 43/49)
Öyleyse ulu Rabbinin adını tesbih et. (Vakıa:
56/74)
Öyleyse ulu Rabbinin adını tenzih ile an.
(Vakıa: 56/96)
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir
tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir,
emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran,
büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden
münezzehtir. (Haşr: 59/23)
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi
kendimize) yazık etmişiz, dediler. (Kalem: 68/29)
O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip
noksanlıklardan tenzih et. (Hakka: 69/52)
Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren,
(topraktan) yeşil otu çıkarıp sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce
Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (A’la: 87/1-5)
|