ADALETLE HÜKMETMEYİ EMREDER
ADALETLE HÜKMETMEYİ EMREDER
Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı;
üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak
şekilde çevirip-verici değildirler. Şimdi Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar?
(Nahl Suresi, 71)
Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki:
“Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere,
yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu
şüphesiz bilir.” (Bakara Suresi, 215)
Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi
olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz
yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz
Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır. (Bakara Suresi,
267)
(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan
fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden
dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın.
Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz,
şüphesiz Allah onu bilir. (Bakara Suresi, 273)
Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli
bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin
için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (Bakara Suresi, 280)
Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi:
“Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan,
sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de
korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? “İşte biz,
aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Rum
Suresi, 28)
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği,
yoksula, yetime ve esire yedirirler. (İnsan Suresi, 8)
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa
da. İsraf ederek saçıp-savurma. (İsra Suresi, 26)
İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz
faiz Allah katında artmaz. Ama Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz
zekat ise, işte (sevablarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır. (Rum
Suresi, 39)
Yetimlere mallarını verin ve murdar olanla temiz
olanı değiştirmeyin. Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu,
büyük bir suçtur. (Nisa Suresi, 2)
Allah’ın sizin için (kendileriyle hayatınızı)
kaim (geçiminizi sağlamaya destekleyici bir araç) kıldığı mallarınızı düşük
akıllılara vermeyin; bunlarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel
(maruf) söz söyleyin. (Nisa Suresi, 5)
Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline
(sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle
hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu
Allah, işitendir, görendir. (Nisa Suresi, 58)
Sadakaları açıkta verirseniz ne iyi; fakat
gizleyip fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. O, günahlarınızdan
bir kısmını bağışlar. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Bakara Suresi,
271)
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve
yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta
tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha
yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi
eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah,
yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 135)
Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram
yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer
onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiç bir şeyle kesin olarak zarar
veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle
hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 42)
Sadakalar konusunda, mü’minlerden ek bağışlarda
bulunanlarla emeklerinden (cehdlerinden) başkasını bulamayanları yadırgayarak
bunlarla alay edenler; Allah (asıl) onları alay konusu kılmıştır ve onlar için
acı bir azab vardır. (Tevbe Suresi, 79)
Sadakalar, -Allah’tan bir farz olarak- yalnızca
fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalbleri ısındırılacaklar,
köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 60)
Erginlik çağına erişinceye kadar, -o da en güzel
bir tarz olması- dışında yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin. Çünkü
ahid bir sorumluluktur. (İsra Suresi, 34)
“Yetimin malına, o
erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın.
Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği
dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun.
Allah’ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki
öğüt alıp-düşünürsünüz.” (En’am Suresi, 152)
Allah’ın o (fethedilen)
şehir halkından Resûlü’ne verdiği fey, Allah’a, Resûl’e, (ve Resûl’e) yakın
akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki
(bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet
olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık
ondan sakının ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikâbı) pek şiddetli
olandır. (Haşr Suresi, 7)
Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar,
yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme
yapmasınlar, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez
misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nur Suresi, 22)
Allah’a ibadet edin ve O’na hiç bir şeyi ortak
koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya,
uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik
olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni
sevmez. (Nisa Suresi, 36)
|