d2
d2- Namazda Rüku
Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli
ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin
(orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar,
rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik. (Bakara: 2/125)
Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır,
Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı
kılar, zekâtı verirler. (Maide: 5/55)
(Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet
edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği
emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O
müminleri müjdele! (Tevbe: 9/112)
Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini
hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler,
ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut. (Hacc:
22/26)
Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapanın;
Rabbinize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz. (Hacc: 22/77)
Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde
bulunanlar da kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları
rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler.
Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki
vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış,
gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine
benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp
kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler
yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vadetmiştir. (Fetih: 48/29)
Onlar, kendilerine: "Allah'ın huzurunda eğilin!"
denildiği vakit eğilmezler. (Mürselat: 77/48)
|