c2c
c2c- Kabe’nin
Yapılması
Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli
ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin
(orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar,
rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik. (Bakara: 2/125)
Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber
Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden
bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. (Bakara: 2/127)
(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru
çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni
memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına
çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o
tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek
olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz
değildir. (Bakara: 2/144)
Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü
Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz
ki) Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Bakara: 2/149)
(Evet Resûlüm!) Nereden yola çıkarsan çık
(namazda) yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü
o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müstesna,
insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasın. Sakın
onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun. Böylece size olan nimetimi
tamamlayayım da doğru yolu bulasınız. (Bakara: 2/150)
Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu
nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf
etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa
şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir. (Bakara: 2/158)
Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız
yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam
öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de
onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün.
İşte kafirlerin cezası böyledir. (Bakara: 2/191)
Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler
(dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme
olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle
beraberdir. (Bakara: 2/194)
Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer
(bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine
varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut
başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye
gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre
ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban
kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere
oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram
civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği
ceza ağırdır. (Bakara: 2/196)
Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar.
De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek,
Allah'ı inkar etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan
çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha
büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye
kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kafir
olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar
cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar. (Bakara: 2/217)
Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı
olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe) dir. (Al-i İmran:
3/96)
Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in
makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi
haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse,
bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir. (Al-i İmran: 3/97)
Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî)
işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki)
gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş
kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz.
Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin
sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde
yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü
Allah'ın cezası çetindir. (Maide: 5/2)
Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı,
hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi
yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde
ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin
de anlayıp) bilmeniz içindir. (Maide: 5/97)
Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellîleri
olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye
azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir.
Fakat onların çoğu bunu bilmez. (Enfal: 8/3-4)
Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık
çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kafirler!) İnkâr etmekte
olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın! (Enfal: 8/35)
Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde
öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde
oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse
artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. (Tevbe: 9/5)
Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşma
yaptıklarınızın dışında müşriklerin Allah ve Resûlü yanında nasıl (muteber) bir
ahdi olabilir? Onlar size karşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara
dürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan) sakınanları sever. (Tevbe: 9/7)
(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve
Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda
cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit
değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Tevbe: 9/19)
Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir.
Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer
yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin
edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir. (Tevbe: 9/28)
"Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru
kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin)
yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir
kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver!
Umulur ki bu nimetlere şükrederler." (İbrahim: 14/37)
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını
gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek
kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O,
gerçekten işitendir, görendir. (İsra: 17/1)
Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük
ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı
gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e
(Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip
etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık). (İsra: 17/7)
İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli,
taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan
(insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm
ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız. (Hacc: 22/25)
Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini
hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler,
ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut. (Hacc:
22/26)
Sonra kirlerini gidersinler; adaklarını yerine
getirsinler ve o Eski Ev'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler. (Hacc: 22/29)
Onlarda (kurbanlık hayvanlarda veya hac
fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra
bunların varacakları (biteceği) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardır. (Hacc: 22/33)
"Biz seninle beraber doğru yola uyarsak,
yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her
şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i
Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler. (Kasas: 28/57)
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken,
bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâla
bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? (Ankebut: 29/67)
Onlar, inkar eden ve sizin Mescid-i Haram'ı
ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer
(Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları
bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah
savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer
onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkar edenleri elemli bir
azaba çarptırırdık. (Fetih: 48/25)
Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru
çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış
olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi
bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. (Fetih: 48/27)
Tûr'a, yayılmış ince deri üzerine satır satır
yazılmış Kitab'a, Beyt-i Ma'mûr'a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki,
Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
(Tur: 52/1-8)
|