a17
a17- Tevbe
a17a- Tevbenin
Fazileti
Ancak tevbe edip durumlarını
düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların
tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
(Bakara: 2/160)
Sana kadınların ay halini
sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan
uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit,
Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe
edenleri de sever, temizlenenleri de sever. (Bakara: 2/222)
Allah size (bilmediklerinizi)
açıklamak ve sizi, sizden önceki (iyi) lerin yollarına iletmek ve sizin
günahlarınızı bağışlamak istiyor. Allah hakkıyla bilicidir, yegâne hikmet
sahibidir. (Nisa: 4/26)
Allah sizin tevbenizi kabul
etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün
yoldan çıkmanızı isterler. (Nisa: 4/27)
Biz her peygamberi -Allah'ın
izniyle ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine
zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de
onlar için istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.
(Nisa: 4/64)
Ancak, siz kendilerini yenip
ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok bağışlayıcı ve
esirgeyicidir. (Maide: 5/34)
Kim (bu) haksız davranışından
sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul
eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Maide: 5/39)
Kötülükler yaptıktan sonra
ardından tevbe edip de iman edenlere gelince, şüphesiz ki o tevbe ve imandan
sonra, Rabbin elbette bağışlayan ve esirgeyendir. (A’raf: 7/153)
İnkâr edenlere (sana
düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri
dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir! (Enfal: 8/38)
Hacc-ı ekber (en büyük hac)
gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve resûlü
müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve
eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz. (Ey
Muhammed)! O kafirlere elem verici bir azabı müjdele! (Tevbe: 9/3)
Fakat tevbe eder, namaz kılar
ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme
âyetlerimizi böyle açıklıyoruz. (Tevbe: 9/11)
(Ey Muhammed! O sözleri)
söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette
söylediler ve müslüman olduktan sonra kafir oldular. Başaramadıkları bir şeye
(Peygambere suikast yapmaya) de yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resûlü kendi
lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar. Eğer tevbe
ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Yüz çevirirlerse Allah onları dünyada
da, ahirette de elem verici bir azaba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne
dostu ne de yardımcısı vardır. (Tevbe: 9/74)
(Bu alış verişi yapanlar),
tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde
edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını
koruyanlardır. O müminleri müjdele! (Tevbe: 9/112)
Ve Rabbinizden mağfiret
dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları
yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde
yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz
çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." (Hud:
11/3)
Ey kavmim! Rabbinizden bağış
dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin
ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin. (Hud:
11/52)
Rabbinizden bağışlanma dileyin;
sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok
sever. (Hud: 11/90)
Kafir olanlar diyorlar ki: Ona
Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini
saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir. (Ra’d: 13/27)
Rabbiniz sizin
kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah,
kötülükten yüz çevirerek tevbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır. (İsra:
17/25)
Ancak tevbe eden, iman eden ve
iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa
uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben
vadettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vaadi yerini bulacaktır.
(Meryem: 19/60-61)
Şu da muhakkak ki ben, tevbe
eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi
bağışlarım. (Taha: 20/82)
Mümin kadınlara da söyle:
Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler.
Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş
örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları,
kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri,
erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin
kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin
kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların
gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına
zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye
ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey
müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. (Nur: 24/31)
Ancak tevbe ve iman edip iyi
davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.
Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Furkan: 25/70)
Kim tevbe edip iyi davranış
gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner. (Furkan:
25/71)
Fakat tevbe eden, iman edip iyi
işler yapan kimseye gelince, onun kurtuluşa erenler arasında olması umulur. (Kasas:
28/67)
Davud: Andolsun ki, senin
koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur.
Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. Yalnız iman
edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud,
kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye
kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi. (Sad: 38/24)
Sonra bu tutumundan dolayı onu
bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği
vardır. (Sad: 38/25)
Size azap gelip çatmadan önce
Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez. (Zümer: 39/54)
Arş'ı yüklenen ve bir de onun
çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman
ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve
ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri
bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler). (Mü’min: 40/7)
Eğer ikiniz de Allah'a tevbe
ederseniz, (yerinde olur). Çünkü kalpleriniz sapmıştı. Ve eğer Peygamber'e karşı
birbirinize arka verirseniz bilesiniz ki onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail
ve müminlerin iyileridir. Bunların ardından melekler de (ona) yardımcıdır.
(Tahrim: 66/4)
Ey iman edenler! Samimi bir
tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter.
Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi,
altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından
(amellerinin) nurları aydınlatıp gider de, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için
tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin" derler. (Tahrim: 66/8)
|