a17d
a17d- Tevbe Nasıl
Olmalıdır
Bu durum devam ederken Âdem,
Rabbinden bir takım ilhamlar aldı, Allah onun tevbesini kabul etti. Çünkü Allah
tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır. (Bakara: 2/37)
Musa kavmine demişti ki: Ey
kavmim! Şüphesiz siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize kötülük ettiniz. Onun
için yaradanınıza tevbe edin de nefislerinizi (kötü duygularınızı) öldürün. Öyle
yapmanız yaratıcınızın katında sizin için daha iyidir. Böylece Allah tevbenizi
kabul etmiş olur. Çünkü acıyıp tevbeleri kabul eden ancak O'dur. (Bakara: 2/54)
Ancak tevbe edip durumlarını
düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların
tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.
(Bakara: 2/160)
Yine onlar ki, bir kötülük
yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp
günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan
başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile
ısrar etmezler. (Al-i İmran: 3/135)
Biz her peygamberi -Allah'ın
izniyle ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine
zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de
onlar için istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.
(Nisa: 4/64)
Yanlışlıkla olması dışında bir
müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren
kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir
diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu
takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir
toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda
antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir
mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından
tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi
bilendir, hikmet sahibidir. (Nisa: 4/92)
Kim bir kötülük yapar yahut
nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok yarlığayıcı ve
esirgeyici bulacaktır. (Nisa: 4/110)
Ancak tevbe edip hallerini
düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için
yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah
müminlere yakında büyük mükâfat verecektir. (Nisa: 4/146)
Hâla Allah'a tevbe edip O'ndan
bağışlanmayı dilemeyecekler mi? Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. (Maide:
5/74)
Âyetlerimize inananlar sana
geldiğinde onlara de ki: Selam size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazdı.
Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe
edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
(En’am: 6/54)
(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey
Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan
mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (A’raf: 7/23)
Ve Rabbinizden mağfiret
dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları
yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde
yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz
çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." (Hud:
11/3)
(Oğulları) dediler ki: Ey
babamız! (Allah'tan) bizim günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten
günahkârlar idik. (Yusuf: 12/97)
Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik
sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip durumunu
düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet
çok bağışlayan, pek esirgeyendir. (Nahl: 16/119)
Ancak bundan sonra tevbe edip
ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. (Nur: 24/5)
Ancak tevbe ve iman edip iyi
davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.
Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Furkan: 25/70)
Kim tevbe edip iyi davranış
gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner. (Furkan:
25/71)
Ey iman edenler! Samimi bir
tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter.
Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi,
altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından
(amellerinin) nurları aydınlatıp gider de, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için
tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin" derler. (Tahrim: 66/8)
|