a17g
a17g- Fayda
Vermeyen Pişmanlık
Derken Allah, kardeşinin
cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi.
(Katil kardeş) "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki,
kardeşimin cesedini gömeyim" dedi ve ettiğine yananlardan oldu. (Maide: 5/31)
Kalplerinde hastalık
bulunanların: "Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların
arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir
emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman
olacaklardır. (Maide: 5/52)
Onların, ateşin karşısında
durdurulup "Ah, keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin âyetlerini
yalanlamasak ve inananlardan olsak!" dediklerini bir görsen!.. (En’am: 6/27)
Allah'ın huzuruna çıkmayı
yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara Kıyamet vakti ansızın
gelip çatınca, onlar, günahlarını sırtlarına yüklenerek diyecekler ki: "Dünyada
iyi amelleri terketmemizden dolayı vah bize!" Dikkat edin, yüklendikleri şey ne
kötüdür! (En’am: 6/31)
Azabımız onlara geldiğinde
çağırışları, "Biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey
olmadı. (A’raf: 7/5)
Artık kazanmakta olduklarının
cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar! (Tevbe: 9/82)
Başınıza bela geldikten sonra
mı O'na iman edeceksiniz, şimdi mi? (Çok geç). Halbuki onu (azabın gelmesini)
istemekte acele ediyordunuz? (Yunus: 10/51)
(O zaman) zulmeden herkes
yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda
eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle
hükmolunur ve onlara zulmedilmez. (Yunus: 10/54)
Derken onun serveti kuşatılıp
yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup
kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. "Ah, diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir
ortak koşmamış olsaydım!" (Kehf: 18/42)
(Resûlüm!) Sen onları pişmanlık
ve üzüntü günü hakkında uyar. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış oldukları
halde ve henüz iman etmemişken (bakarsın) iş olup bitmiştir. (Meryem: 19/39)
"Vay başımıza gelenlere!
dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız." (Enbiya. 21/14)
Andolsun, onlara Rabbinin
azabından ufak bir esinti dokunsa, hiç şüphesiz, "Vah bize! Hakikaten biz zalim
kimselermişiz!" derler. (Enbiya. 21/46)
Ve gerçek vaat (ölüm, kıyamet)
yaklaşınca, birden, inkar edenlerin gözleri donakalır! "Yazıklar olsun bize!
(derler), gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalim
kimselermişiz." (Enbiya: 21/97)
"Ta ki boşa geçirdiğim dünyada
iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan
ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir
berzah vardır. (Mü’minun: 23/100)
Derler ki: Rabbimiz!
Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. (Mü’minun: 23/106)
Rabbimiz! Bizi buradan çıkar.
Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız.
(Mü’minun: 23/107)
O gün, zalim kimse
(pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol
tutsaydım! (Furkan: 25/27)
Yazık bana! Keşke falancayı
(bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! (Furkan: 25/28)
Şimdi artık bizim ne
şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz. (Şuara: 26/100-101)
Ah keşke bizim için (dünyaya)
bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak! (Şuara: 26/102)
Buna rağmen onlar deveyi
kestiler; ama pişman da oldular. (Şuara: 26/157)
Bizzat kendi yaptıklarından
dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber
gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı
(seni göndermezdik). (Kasas: 28/47)
"(Allah'a koştuğunuz)
ortaklarınızı çağırın!" denir, onlar da çağırırlar; fakat kendilerine cevap
vermezler ve (karşılarında) azabı görürler. Ne olurdu (dünyada iken) doğru yola
girselerdi! (Kasas: 28/64)
Yüzleri ateşte evrilip
çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat
etseydik! derler. (Ahzab: 33/66)
Zayıf sayılanlar da büyüklük
taslayanlara: Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima
Allah'ı inkar etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık
azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkar edenlerin boyunlarına
demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden
cezalandırılırlar. (Sebe: 34/33)
(Durumu gören kafirler:) Eyvah
bize! Bu ceza günüdür, derler. (Saffat: 37/20)
(İşte bu duruma düştükleri
vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya
çalışırlar. (Saffat: 37/27)
(Uyanlar, uydukları adamlara:)
Siz bize sağdan gelirdiniz (sureti haktan görünürdünüz), derler. (Saffat: 37/28)
Kişinin: Allah'a karşı aşırı
gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği
günden sakının)! (Zümer: 39/56)
Veya: Allah bana hidayet
verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke
benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden
sakının. (Zümer: 39/57-58)
O gün zalimlere, özür
dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da
onlarındır! (Mü’min: 40/52)
Kafirler cehennemde: Rabbimiz!
Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de aşağılanmışlardan
olsunlar diye onları ayaklarımızın altına alalım! diyecekler. (Fussilet: 41/29)
O şeytan dostu kimse, en
sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası
kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der. (Zuhruf: 43/38)
Herhangi birinize ölüm gelip
de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden
olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. (Münafikun: 63/10)
Ey kafirler! Bugün özür
dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir). (Tahrim:
66/7)
Ve: Şayet kulak vermiş veya
aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında
olmazdık! diye ilâve ederler. (Mülk: 67/10)
(Nihayet) şöyle dediler:
Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz. (Kalem: 68/31)
Malım bana hiç fayda sağlamadı;
(Hakka: 69/28)
Muhakkak o, kafirler için bir
iç yarasıdır. (Hakka: 69/50)
(İşte o zaman insan:) "Keşke bu
hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der. (Fecr: 89/24)
|