İLİM
İLİM
1- İlmin Fazileti
Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Tâlût'u size
hükümdar olarak gönderdi, dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha lâyık
olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar
verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. "Allah sizin üzerinize onu
seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir.
Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" dedi. (Bakara: 2/247)
Allah hikmeti dilediğine verir.
Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri
düşünüp ibret alırlar. (Bakara: 2/269)
Sana Kitab'ı indiren O'dur.
Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri
de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek
için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki onun tevilini ancak
Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz
tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar.
(Al-i İmran: 3/7)
Fakat içlerinden ilimde
derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman
edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar
var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz. (Nisa: 4/162)
Babalarının kendilerine
emrettiği yerden (çeşitli kapılardan) girdiklerinde (onun emrini yerine
getirdiler. Fakat bu tedbir) Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı;
ancak Ya'kub'un içindeki bir dileği yerine getirmiş oldu. Şüphesiz o, ilim
sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bilmezler. (Yusuf:
12/68)
De ki: Siz ona ister inanın,
ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen
kimselere o (Kur'an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar. (İsra:
17/107)
Bir de, kendilerine ilim
verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek
olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine
kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola
yöneltir. (Hac: 22/54)
Andolsun ki biz, Davud'a ve
Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan
Allah'a hamd olsun, dediler. (Neml: 27/15)
Kitaptan (Allah tarafından
verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm,
dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce:
Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere
Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur,
nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok
kerem sahibidir. (Neml: 27/40)
İşte haksızlıkları yüzünden
çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. (Neml:
27/52)
Musa yiğitlik çağına erip
olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böylece
mükâfatlandırırız. (Kasas: 28/14)
Kendilerine ilim verilmiş
olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara
göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir. (Kasas:
28/80)
Allah'tan başka dostlar
edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki
yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi! (Ankebut:
29/41)
İşte biz, bu temsilleri
insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir. (Ankebut:
29/43)
Hayır, o (Kur'an), kendilerine
ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak
zalimler bile bile inkar eder. (Ankebut: 29/49)
Bu dünya hayatı sadece bir
eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte
asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı! (Ankebut: 29/64)
Kendilerine ilim ve iman
verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi)
yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat
siz onu tanımıyordunuz. (Rum: 30/56)
Kendilerine bilgi verilenler,
Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'ın) gerçek olduğunu bilir; onun, mutlak galip
ve övgüye lâyık olan (Allah'ın) yoluna ilettiğini görürler. (Sebe’: 34/6)
Yoksa geceleyin secde ederek ve
kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen
kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir
olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür. (Zümer: 39/9)
Rahman Kur'an'ı öğretti. İnsanı
yarattı. Ona açıklamayı öğretti. (Rahman: 55/1-4)
Ey iman edenler! Size
"Meclislerde yer açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size
"Kalkın" denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim
verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
(Mücadele: 58/11)
Oku! İnsana bilmediklerini
belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin, en büyük kerem sahibidir. (Alak:
96/3-5)
|