a18
a18- Tevekkül
O zaman içinizden iki bölük
bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız
Allah'a dayanıp güvensinler. (Al-i İmran: 3/122)
O vakit Allah'tan bir rahmet
ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç
şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları
için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a
dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. (Al-i İmran:
3/159)
Allah size yardım ederse, artık
size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size
kim yardım eder? Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmalıdırlar. (Al-i İmran:
3/160)
Bir kısım insanlar, müminlere:
"Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının
onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah
bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler. (Al-i İmran: 3/173)
"Başüstüne" derler, ama
yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar.
Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a
dayan; sana vekil olarak Allah yeter. (Nisa: 4/81)
Ey iman edenler! Allah'ın size
olan nimetini unutmayın; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de
Allah, onların ellerini sizden çekmişti. Allah'tan korkun ve müminler yalnızca
Allah'a güvensinler. (Maide: 5/11)
Korkanların içinden Allah'ın
kendilerine lütufta bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan
girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler
iseniz ancak Allah'a güvenin. (Maide: 5/23)
Doğrusu Allah bizi ondan
kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah'a karşı yalan uydurmuş
oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak
şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah'a
dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen
hükmedenlerin en hayırlısısın. (A’raf: 7/89)
Müminler ancak, Allah anıldığı
zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını
artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. (Enfal: 8/2)
O zaman münafıklarla
kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), "Bunları, dinleri aldatmış"
diyorlardı. Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir,
hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur. Yoksa
orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir). (Enfal: 8/49)
Eğer onlar barışa yanaşırlarsa
sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir (Enfal:
8/61)
De ki: Allah'ın bizim için
yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler
yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. (Tevbe: 9/51)
Eğer onlar Allah ve Resûlünün
kendilerine verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da
lütfundan verecek, Resûlü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi
(daha iyi olurdu). (Tevbe: 9/59)
(Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse
de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip
dayanırım. O yüce Arş'ın sahibidir. (Tevbe: 9/129)
Onlara Nuh'un haberini oku:
Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın
âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp
güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.
Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana
uygulayın ve bana mühlet de vermeyin." (Yunus: 10/71)
Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer
Allah'a inandıysanız ve O'na teslim olduysanız sadece O'na güvenip dayanın.
(Yunus: 10/84)
Onlar da dediler ki: "Allah'a
dayandık. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için deneme konusu kılma!
(Yunus: 10/85)
"Ben, benim de Rabbim, sizin de
Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun
perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır." (Hud: 11/56)
Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim,
Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel
bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak
size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek
istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir. Yalnız O'na dayandım ve
yalnız O'na döneceğim. (Hud: 11/88)
Göklerin ve yerin gaybı (sırrı)
yalnız Allah'a aittir. Her iş O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve O'na
dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir. (Hud: 11/123)
Sonra şöyle dedi: Oğullarım!
(Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan
(gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah'tan başkasının değildir. (Onun
için) ben yalnız O'na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar.
(Yusuf: 12/67)
(Ey Muhammed!) Böylece seni,
kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana
vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkar ediyorlar. De ki: O benim
Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece
O'nadır. (Ra’d: 13/30)
Peygamberleri onlara dediler
ki: "(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini
kullarından dilediğine lütfeder. Allah'ın izni olmadan bizim size bir delil
getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah'a dayansınlar." (İbrahim: 14/11)
"Hem, bize yollarımızı
göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah'a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize
verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a
tevekkülde sebat etsinler." (İbrahim: 14/12)
(Onlar) sadece Rablerine
tevekkül ederek sabredenlerdir. (Nahl: 16/42)
Gerçek şu ki: İman edip de
yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti
yoktur. (Nahl: 16/99)
Ölümsüz ve daima diri olan
Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun
bilmesi yeter. (Furkan: 25/58)
Sen O mutlak galip ve engin
merhamet sahibine güvenip dayan. (Şuara: 26/217)
O halde sen Allah'a güvenip
dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin. (Neml: 27/79)
Onlar, sabreden kimselerdir ve
yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar. (Ankebut: 29/59)
Allah'a güven. Vekîl olarak
Allah yeter. (Ahzab: 33/3)
Kafirlere ve münafıklara boyun
eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek
olarak Allah yeter. (Ahzab: 33/48)
Andolsun ki onlara: Gökleri ve
yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler. De ki: Öyleyse bana
söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da
taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet
dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter.
Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar. (Zümer: 39/38)
Ayrılığa düştüğünüz herhangi
bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na
dayandım ve O'na yönelirim. (Şura: 42/10)
Size verilen şey, yalnızca
dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha
süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.
(Şura: 42/36)
Gizli konuşmalar şeytandandır.
Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere
hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanıp güvensinler. (Mücadele: 58/10)
İbrahim'de ve onunla beraber
olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine
demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi
tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda
sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına:
"Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi
bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz!
Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. (Mümtahine: 60/4)
Allah; O'ndan başka hiçbir ilâh
yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. (Teğabun: 64/13)
İddet müddetlerini
doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikâhınız altında) tutun
veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de
şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe
inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu
ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona
yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü
koymuştur. (Talak: 65/2-3)
De ki: (Sizi imana davet
ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip
dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında
öğreneceksiniz! (Mülk: 67/29)
O, doğunun da batının da
Rabbidir. O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O'nun himayesine sığın.
(Müzzemmil: 73/9)
|