Göklerin Yaratılışı
Göklerin
Yaratılışı
“Geceleyin
gökyüzüne bir bakış, insana güçlü bir "değişmeyen evren" izlenimi verir. Doğru;
bulutlar Ay’ın önünde sürüklenirler, gökkubbe kutup yıldızı çevresinde döner;
daha uzun zaman diliminde Ay’ın kendisi büyür ve küçülür; Ay ve gezegenler,
yıldızların oluşturduğu bir zemine göre hareket ederler. Fakat biliyoruz ki
bunlar yalnız Güneş sistemimizin içindeki hareketlerin neden olduğu yerel
olaylardır. Gezegenlerin ötesinde, yıldızlar hareketsiz gibidirler..."
Yukarıdaki
satırlar, “İlk Üç Dakika” kitabının yazarı Steven Weinberg’e ait. Gerçekten de
gökyüzüne doğal gözle bir bakış, herşeyin çok durağan ve sabit olduğu hissini
uyandırabilir. Oysa durum farklıdır. Gökyüzünde büyük bir hareketlilik vardır ve
çıplak gözle asla fark edilemeyen bu gerçek, Kuran tarafından asırlar önce haber
verilmiştir.
Kuran’da gökyüzü
ile ilgili çoğul olarak kullanılan çok sayıda ayete rastlamak mümkündür.
Arapça’da “semavat” olarak geçen "gökler" kelimesi hem dünyanın atmosferini, hem
de uzay boşluğunu ifade etmektedir.
Burada ilk olarak
üzerinde duracağımız nokta, gökler ifadesindeki çoğul kullanımdır. Bu çoğul
kullanım da Kuran’ın mucizelerinden birisidir; çünkü ister dünyanın atmosferi
olarak düşünün, ister evren olarak, 7. yy’da çıplak gözle bakan birisinin
bunların çoğul olabileceğini bilmesi olanaksızdır. Şimdi bunu açıklayalım:
Açık havaya
çıkarak başınızı göğe çevirdiğinizi düşünün. Ne görürsünüz? Yaz aylarındaysanız
ya masmavi bir gökyüzü veya belki rüzgarla hareket eden bulutlar; kış
aylarındaysanız da gri, puslu bir gökyüzü ve her yanı kaplayan bulutlar vardır
görüntüde. Fakat her ne görürseniz görün, dünyayı saran atmosferi göremezsiniz.
Üstelik bu atmosferin birçok katmandan oluştuğunu hiç bilemezsiniz. Oysa dünya
atmosferi, mezosfer, iyonosfer, troposfer, ozon tabakası gibi birçok katmanın
bileşiminden meydana gelmiştir. Elbette ki çıplak gözle fark edilemeyecek bu
ayrıntıya ayetlerde işaret edilmesi onun, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunun büyük
bir delilidir.
Öte yandan,
gökyüzü kelimesini uzay olarak aldığınızda da, günümüzün teorileriyle büyük bir
uyum içinde olduğunu görürsünüz. Bilim çevreleri gözlemlenebilen uzayın
haricinde paralel evrenler, değişik boyutlar olabileceği teorileri
geliştirmektedirler. Işık hızının aşılmasıyla birlikte farklı bir boyut ve
farklı bir evren kavramının ortaya çıkacağını savunan tez bunun bir örneğidir.
Kısacası, uzaydan değil, uzaylardan bahsetmemiz doğru olacaktır. Bu ise,
Kuran’da işaret edilen bir gerçektir.
Şimdi “semavat”
kelimesi ile ilgili diğer konulara bir bakalım.
Öncelikle Kuran'da
uzayın "büyük bir düzen" içinde yaratılmış olduğu açıklanır. Örneğin bu konudaki
bir ayet şöyledir:
"Gökyüzü, Onu da
yükseltti ve mizanı koydu." (Rahman Suresi, 7)
Aynı konudan
bahseden farklı iki ayette de şöyle söylenir:
"O, biri diğeriyle
‘tam bir uyum’ içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir
‘çelişki ve uygunsuzluk’ göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir
çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha
çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir."
(Mülk Suresi, 3-4)
"Üzerlerindeki
göğe bakmıyorlar mı? Biz onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir
çatlağı yok." (Kaf Suresi, 6)
Belki uzay devasa
bir boşluk olarak düşünülüyor olabilir. Sonsuz genişlikte bir boşluk, içinde bir
şekilde hareket eden yıldızlar, gezegenler ve cisimler bulunan bir boşluk. Oysa
uzay başıboş bırakılmış bir boşluk değildir. İçinde sayısını tam tespit
edemediğimiz, ancak milyarlarla ifade ettiğimiz yıldızlar, güneş sistemleri,
gezegenler ve uydular, kuyruklu yıldızlar bulunan bir "sistem"dir. Bunların
herbiri yaşam süreleri boyunca farklı durumlarda bulunurlar. Örneğin yıldızlar
yakıtlarını tükettikten sonra kızıl dev, beyaz cüce, nötron yıldızı, karadelik,
süpernova gibi isimler verdiğimiz şekillere dönüşürler. Bunlar da evreni
oluşturan elemanlar arasındadırlar.
Bunların ötesinde,
evrendeki büyük dengenin asıl kanıtları "sistemler"dir. Örneğin dünyamız Güneş
Sistemi içinde yer almaktadır. Güneş Sistemi, Samanyolu Galaksisi’ne dahildir,
ve bu galakside daha milyonlarca yıldız ve yıldız sistemi mevcuttur. Ancak
devasa boyutlarıyla Samanyolu Galaksisi de, bir galaksiler sistemi içinde
hareket eder, ve bu muazzam galaksiler sistemi de evrendeki sayısız galaksiler
sistemi kümelerinden sadece birisidir...
Yukarıda tasvir
ettiğimiz uzaydaki büyük düzen, sadece çıplak gözle bakılarak idrak edilebilecek
bir gerçek değildir. O halde bu bilgilerin 7. yüzyılda Kuran indirildiğinde
biliniyor olması da mümkün değildir. Tek doğru izah, Kuran’ın Allah katından
indirilmiş olduğudur.
|