a30a2
a30a2- Dünyanın
Değersizliği
Nefsani arzulara, (özellikle)
kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara,
sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar,
dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın
katındadır. (Al-i İmran: 3/14)
Eğer Allah yolunda öldürülür ya
da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları
bütün şeylerden daha hayırlıdır. (Al-i İmran: 3/157)
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve
ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim
cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu
dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir. (Al-i İmran: 3/185)
Azıcık bir menfaattır o. Sonra
onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir! (Al-i İmran:
3/197)
O halde, dünya hayatını ahiret
karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da
öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz. (Nisa:
4/74)
Kendilerine, ''ellerinizi
savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin'', denilen kimseleri görmedin mi?
Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar
gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da
"Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha
bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya
menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl
payı kadar haksızlık edilmez. (Nisa: 4/77)
Ey iman edenler! Allah yolunda
savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının
geçici menfaatine göz dikerek "Sen mümin değilsin" demeyin. Çünkü Allah'ın
nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size
lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan
haberdardır. (Nisa: 4/94)
Dünya hayatı bir oyun ve
eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki
daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz? (En’am: 6/32)
Ey cin ve insan topluluğu!
İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran
peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya
hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik
ettiler. (En’am: 6/130)
O kafirler ki, dinlerini bir
eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile
karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi
biz de bugün onları unuturuz. (A’raf: 7/51)
Onların ardından da (âyetleri
tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız,
diyerek Kitab'a vâris olan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir
menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka
bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar
Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır.
Hâla aklınız ermiyor mu? (A’raf: 7/169)
Dileseydik elbette onu bu
âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine
düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini
çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan
kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. (A’raf: 7/176)
Yeryüzünde ağır basıncaya
(küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz.
Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti
istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. (Enfal: 8/67)
De ki: Ancak Allah'ın lütfu ve
rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların (dünya malı olarak)
topladıklarından daha hayırlıdır. (Yunus: 10/58)
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve
zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve
orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar. (Hud: 11/15)
Sanki orada hiç
barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi
Medyen kavmi de uzak oldu. (Hud: 11/95)
Allah dilediğine rızkını
bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin
yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. (Ra’d: 13/26)
Sizin yanınızdaki (dünya malı)
tükenir, Allah katındakiler ise bâkidir. Elbette sabırlı davrananlara yapmakta
olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz. (Nahl: 16/96)
Bu (azap), onların dünya
hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kafirler topluluğunu hidayete
erdirmemesinden ötürüdür. (Nahl: 16/107)
(Kazandıkları) pek az bir
menfaattır. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır. (Nahl: 16/117)
(Bununla beraber) biz mutlaka
oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız. (Kehf: 18/8)
Onlara şunu da misal göster:
Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün
bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp
haline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir. (Kehf: 1845)
Dediler ki: "Seni, bize gelen
açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap!
Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin." (Taha: 20/72)
(Resûlüm!) Onlar senden azabın
çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vaadinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin
nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Hacc: 22/47)
O gün, ne mal fayda verir ne de
evlat. (Şuara: 26/88)
Ne dersin! Eğer biz onları
yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları
(azap) başlarına gelse! (Şuara: 26/205-206)
Faydalandırıldıkları nimetler
onlara hiç yarar sağlamayacaktır. (Şuara: 26/207)
Size verilen şeyler, dünya
hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve
daha kalıcıdır. Hâla buna aklınız ermeyecek mi? (Kasas: 28/60)
Şu halde, kendisine güzel bir
vaatte bulunduğumuz kimse -ki ona kavuşacaktır- (sırf) dünya hayatının geçici
menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet gününde (azap için) huzurumuza
getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir? (Kasas: 28/61)
Bu dünya hayatı sadece bir
eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte
asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı! (Ankebut: 29/64)
Kıyamet koptuğu gün,
günahkârlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte
onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı. (Rum: 30/55)
Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya
hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur. (Mü’min:
40/39)
Size verilen şey, yalnızca
dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha
süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.
(Şura: 42/36)
Rabbinin rahmetini onlar mı
paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz
paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün
kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.
(Zuhruf: 43/32)
Ve onları zinetlere boğardık.
Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında,
Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur. (Zuhruf: 43/35)
O halde (Resûlum),
peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar
hakkında acele etme, onlar vadedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada
sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan
çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç! (Ahkaf: 46/35)
Doğrusu dünya hayatı ancak bir
oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükâfatınızı
verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez. (Muhammed: 47/36)
Bilin ki dünya hayatı ancak bir
oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma
isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin
hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer
çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve
rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.
(Hadid: 57/20)
Fakat siz (ey insanlar!) Ahiret
daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
(A’la: 87/16-17)
|