a30a5
a30a5- Dünyanın
Kınanması
Dinlerini bir oyuncak ve bir
eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak!
Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile
nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçi. O,
bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları
(günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı
onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır. (En’am:
6/70)
Ey cin ve insan topluluğu!
İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran
peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya
hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik
ettiler. (En’am: 6/130)
O kafirler ki, dinlerini bir
eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile
karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi
biz de bugün onları unuturuz. (A’raf: 7/51)
Onların ardından da (âyetleri
tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız,
diyerek Kitab'a vâris olan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir
menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka
bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar
Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır.
Hâla aklınız ermiyor mu? (A’raf: 7/169)
Dileseydik elbette onu bu
âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine
düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini
çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan
kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. (A’raf: 7/176)
Yeryüzünde ağır basıncaya
(küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz.
Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti
istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. (Enfal: 8/67)
Ey iman edenler! Size ne oldu
ki, "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz?
Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası
ahiretin yanında pek azdır. (Tevbe: 9/38)
Fakat Allah onları kurtarınca
bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar. Ey insanlar!
Sizin taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir; (bununla) sadece fâni dünya
hayatının menfaatini elde edersiniz; sonunda dönüşünüz yine bizedir. O zaman
yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz. (Yunus: 10/23)
Allah dilediğine rızkını
bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin
yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. (Ra’d: 13/26)
Dünya hayatını ahirete tercih
edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte
onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler. (İbrahim: 14/3)
Size verilen şeyler, dünya
hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve
daha kalıcıdır. Hâla buna aklınız ermeyecek mi? (Kasas: 28/60)
Şu halde, kendisine güzel bir
vaatte bulunduğumuz kimse -ki ona kavuşacaktır- (sırf) dünya hayatının geçici
menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet gününde (azap için) huzurumuza
getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir? (Kasas: 28/61)
Bu dünya hayatı sadece bir
eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte
asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı! (Ankebut: 29/64)
Size verilen şey, yalnızca
dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha
süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.
(Şura: 42/36)
Azana ve dünya hayatını ahirete
tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır. (Naziat: 79/37-39)
|