a30d
a30d- Dünyaya Önem
Verilmesi
Yemin olsun ki, sen onları
yaşamaya karşı insanların en düşkünü olarak bulursun. Putperestlerden her biri
de arzular ki, bin sene yaşasın. Oysa yaşatılması onu azaptan uzaklaştırmaz.
Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür. (Bakara: 2/96)
Hac ibadetlerinizi bitirince,
babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın.
İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver. derler. Böyle
kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur. (Bakara: 2/200)
İnsanlardan öyleleri vardır ki,
dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde
olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.
(Bakara: 2/204)
Kafir olanlar için dünya hayatı
câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman
edip) inkardan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine
hesapsız lütufta bulunur. (Bakara: 2/212)
Nefsani arzulara, (özellikle)
kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara,
sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar,
dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın
katındadır. (Al-i İmran: 3/14)
Hiçbir kimse yok ki, ölümü
Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır. Her
kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını
isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız. (Al-i
İmran: 3/145)
Siz Allah'ın izni ile
düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Nihayet,
öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra
zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve
âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra
Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun
sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır. (Al-i İmran:
3/152)
Kim dünya mükâfatını isterse
(bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah her şeyi
işiten ve her şeyi görendir. (Nisa: 4/134)
O kafirler ki, dinlerini bir
eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar, bu günleri ile
karşılaşacaklarını unuttukları ve âyetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi
biz de bugün onları unuturuz. (A’raf: 7/51)
Onların ardından da (âyetleri
tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız,
diyerek Kitab'a vâris olan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir
menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka
bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar
Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır.
Hâla aklınız ermiyor mu? (A’raf: 7/169)
Dileseydik elbette onu bu
âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine
düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini
çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan
kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. (A’raf: 7/176)
Ey iman edenler! Size ne oldu
ki, "Allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz?
Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası
ahiretin yanında pek azdır. (Tevbe: 9/38)
(Ey Muhammed!) Onların malları
ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında
onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kafir olarak canlarının çıkmasını
istiyor. (Tevbe: 9/55)
Onların malları ve çocukları
seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını
çoğaltmayı ve onların kafir olarak canlarının güçlükle çıkmasını istiyor. (Tevbe:
9/85)
Huzurumuza çıkacaklarını
beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden
gafil olanlar yok mu, işte onların, kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden,
varacakları yer, ateştir! (Yunus: 10/7-8)
Kim, (yalnız) dünya hayatını ve
zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve
orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar. (Hud: 11/15)
Allah dilediğine rızkını
bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin
yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. (Ra’d: 13/26)
Dünya hayatını ahirete tercih
edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte
onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler. (İbrahim: 14/3)
Bu (azap), onların dünya
hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kafirler topluluğunu hidayete
erdirmemesinden ötürüdür. (Nahl: 16/107)
İşte ahiret yurdu! Biz onu
yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En
güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir. (Kasas: 28/83)
Bu dünya hayatı sadece bir
eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte
asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı! (Ankebut: 29/64)
Onlar, dünya hayatının görünen
yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. (Rum: 30/7)
Ey İnsanlar! Rabbinize karşı
gelmekten sakının. Ne babanın evladı, ne evladın babası nâmına bir şey
ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın
dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi
kandırmasın. (Lokman: 31/33)
Ey insanlar! Allah'ın vaadi
gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allah
hakkında sizi kandırmasın! (Fatır: 35/5)
Kim ahiret kazancını istiyorsa,
onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir
şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz. (Şura: 42/20)
Bunun böyle olmasının sebebi
şudur: Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı. Artık
bugün ateşten çıkarılmayacaklardır ve onların (Allah'ı) hoşnut etmeleri de
istenmeyecektir. (Casiye: 45/35)
İnkâr edenler ateşe
arzolunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel
şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız
yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap
göreceksiniz! (Ahkaf: 46/20)
Onun için sen bizi anmaktan yüz
çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme. (Necm:
53/29)
Çünkü onlar bundan önce varlık
içinde sefahete dalmışlardı. (Vakıa: 56/45)
Münafıklar onlara: Biz sizinle
beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz
kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve
kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile
aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı! (Hadid: 57/14)
Onlar bir ticaret ve eğlence
gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki:
Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık
verenlerin en hayırlısıdır. (Cuma: 62/11)
Ey iman edenler! Mallarınız ve
çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar
ziyana uğrayanlardır. (Münafikun: 63/9)
Doğrusu mallarınız ve
çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır. (Teğabun:
64/15)
Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk
geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyor, ahireti bırakıyorsunuz.
(Kıyamet: 75/20-21)
Şu insanlar, çarçabuk geçen
dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.
(İnsan: 76/27)
Azana ve dünya hayatını ahirete
tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır. (Naziat: 79/37-39)
Çokluk kuruntusu sizi o derece
oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz. (Tekasür: 102/1-2)
(O), malının kendisini ebedi
kılacağını zanneder. (Hümeze: 104/3)
|