a38
a38- Adaletle ve
Eşit Davranılması
Allah, adaleti ayakta tutarak
(delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilâh yoktur.
Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir). Mutlak güç ve hikmet
sahibi Allah'tan başka ilâh yoktur. (Al-i İmran: 3/18)
Eğer (kendileriyle evlendiğiniz
takdirde) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya
size helal olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan
korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu,
adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. (Nisa: 4/3)
Allah size, mutlaka emanetleri
ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle
hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah
her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. (Nisa: 4/58)
Ey iman edenler! Allah için
hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa
duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah
korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah
yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir. (Maide: 5/8)
Hep yalana kulak verir,
durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister
onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler.
Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever. (Maide:
5/42)
Rüşd çağına erişinceye kadar,
yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın.
Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman,
yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah
size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti. (En’am: 6/152)
De ki: Rabbim adaleti emretti.
Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allah'a has
kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O'na) döneceksiniz. (A’raf:
7/29)
Allah, şu iki kişiyi de misal
verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir
yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda
yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu? (Nahl: 16/76)
Muhakkak ki Allah, adaleti,
iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da
yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl: 16/90)
Sana anlattıklarımızı, daha
önce, yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar
kendilerine haksızlık ediyorlardı. (Nahl: 16/118)
Eğer müminlerden iki gurup
birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa,
Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık
aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah,
âdil davrananları sever. (Hucurat: 49/9)
Andolsun biz peygamberlerimizi
açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için
beraberlerinde kitabı ve mîzanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük
bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve
peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz
Allah kuvvetlidir, daima üstündür. (Hadid: 57/25)
|