a39
a39- İffet
(Yapacağınız hayırlar,)
kendilerini Allah yoluna adamış, bu sebeple yeryüzünde kazanç için dolaşamayan
fakirler için olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları zengin
zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Çünkü onlar yüzsüzlük ederek
istemezler. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir. (Bakara: 2/273)
Evlilik çağına gelinceye kadar
yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen
mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları
israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın,
yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine
verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah
yeter. (Nisa: 4/6)
İçinizden, imanlı hür
kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı
genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi
bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur).
Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı
ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de
normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür
kadınların cezasının yarısı (uygulanır). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden
günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır.
Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Nisa: 4/25)
Bugün size temize ve iyi şeyler
helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin)
yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan
iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar
da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost
tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslâmî hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun
ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır. (Maide: 5/5)
Ve onlar ki, iffetlerini
korurlar; (Mü’minun: 23/5)
(Resûlüm!) Mümin erkeklere,
gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu,
kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta
olduklarından haberdardır. (Nur: 24/30)
Mümin kadınlara da söyle:
Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler.
Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş
örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları,
kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri,
erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin
kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin
kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların
gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına
zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye
ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey
müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. (Nur: 24/31)
Evlenme imkânını bulamayanlar
ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini
korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükâtebe
yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır (kabiliyet ve güvenilirlik)
görüyorsanız, hemen mükâtebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de
onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye,
namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında
bırakırsa, bilinmelidir ki zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok
bağışlayıcı ve merhametlidir. (Nur: 24/33)
Bir nikâh ümidi beslemeyen,
çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, zinetleri (yabancı erkeklere) teşhir
etmeksizin (bazı) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur.
İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.
(Nur: 24/60)
Müslüman erkekler ve müslüman
kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata
devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve
sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler
ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını
koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler
ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir
mükâfat hazırlamıştır. (Ahzab: 33/35)
İffetini korumuş olan, İmran
kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin
sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi. (Tahrim:
66/12)
lrzlarını koruyanlar -ancak
eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek)
isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-; (Mearic: 70/29-31)
|