Kuran
Kuran’da Cin
Suresi
De ki: “Bana
gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu
biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik” “O (Kuran), ‘gerçeğe ve
doğruya’ yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç
kimseyi ortak koşmayacağız.” Elbette, Rabbimizin şanı yücedir. O, ne bir eş
edinmiştir, ne de bir çocuk.” “Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah’a karşı
‘bir sürü saçma şeyler’ söylemişler.” “Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah’a
karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.” “Bir de şu gerçek var:
İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların
azgınlıklarını arttırırlardı.” “Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah’ın hiç
kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı.” “Doğrusu biz göğü yokladık;
fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.” “Oysa
gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim
dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur.” “Doğrusu
bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri
için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?” “Gerçek şu ki, bizden salih olanlar
vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların
fırkaları olmuşuz.” “Biz şüphesiz, Allah’ı yeryüzünde asla aciz
bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O’nu hiçbir şekilde aciz
bırakamayacağımızı anladık.” “Elbette biz, o yol gösterici (Kuran’ı) işitince,
ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden
korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından.” “Ve elbette bizden müslüman olanlar
da var, zulmedenler de. İşte (Allah’a) teslim olanlar, artık onlar ‘gerçeği ve
doğruyu’ araştırıp-bulanlardır.” Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun
olmuşlardır. Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde ‘dosdoğru bir
istikamet tuttursalardı’, mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez
bir rızık ve nimet verir)dik. Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin
zikrinden yüz çevirirse, (Allah), onu ‘gittikçe şiddeti artan’ bir azaba
sürükler. Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah’a aittir. Öyleyse, Allah ile
beraber başka hiçbir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın).-
Şu bir gerçek ki, Allah’ın kulu (olan Muhammed,) O’na dua (ibadet ve kulluk)
için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi. De
ki: “Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O’na hiç kimseyi (ve hiçbir
şeyi) ortak koşmuyorum.” De ki: “Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir
yarar (irşad) sağlayabilirim.” De ki: “Muhakkak beni Allah’tan (gelebilecek bir
azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O’nun dışında asla bir sığınak da
bulamam.” “(Benim görevim,) Yalnızca Allah’tan olanı ve O’nun gönderdiklerini
tebliğ etmektir. Kim Allah’a ve O’nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi
kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır.” Sonunda onlar,
kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha
zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.” De ki:
“Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için
uzun bir süre mi koymuştur?” O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi
hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri
(peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun
önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. Öyle ki onların, Rablerinden
gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,)
onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit
etmiştir. (Cin Suresi,1-28)
|