b
b- Kötü Ahlak
b1- Nefsin
Arzularına Uyulması
Dinlerine uymadıkça yahudiler
de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak
Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan,
andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (Bakara:
2/120)
Yemin olsun ki (habibim!) sen
ehl-i kitaba her türlü âyeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene
dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin
kıblesine dönmezler. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak
olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun. (Bakara: 2/145)
Ey iman edenler! Adaleti
titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa
Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz)
zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize
uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut
şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
(Nisa: 4/135)
Sana da, daha önceki kitabı
doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) gönderdik. Artık
aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların
arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Allah
dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve
şeriatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle
yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz
şeylerin (gerçek tarafını) O haber verecektir. (Maide. 5/48)
(Sana şu talimatı verdik):
Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın
sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer
(hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir
kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan
çıkmışlardır. (Maide. 5/49)
De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde
haksız yere haddi aşmayın. Daha önceden sapan, birçoklarını saptıran ve yolun
doğrusundan uzaklaşan bir topluma uymayın. (Maide. 5/77)
De ki: Allah'ın dışında
taptığınız şeylere tapmak bana yasak edildi. De ki: Ben sizin arzularınıza
uymam, aksi halde sapıtırım da hidayete erenlerden olmam. (En’am: 6/56)
Üzerine Allah'ın adı anılıp
kesilenden yememenize sebep ne? Oysa Allah, çaresiz yemek zorunda kaldığınız
dışında, haram kıldığı şeyleri size açıklamıştır. Doğrusu bir çokları bilgisizce
kendi kötü arzularına uyarak saptırıyorlar. Muhakkak ki Rabbin haddi aşanları
çok iyi bilir. (En’am: 6/119)
De ki: Allah şunu yasak etti,
diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen
onlarla beraber şahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe
inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar. (En’am: 6/150)
Dileseydik elbette onu bu
âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine
düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini
çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan
kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. (A’raf: 7/176)
Sabah akşam Rablerine, O'nun
rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının
süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil
kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.
(Kehf: 18/28)
Nihayet onların peşinden öyle
bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular.
Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler. (Meryem: 19/59)
Ona inanmayan ve nefsinin
arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın;
sonra mahvolursun! (Taha: 20/16)
Onlar, Allah'ı bırakıp,
Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi
sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur. (Hacc:
22/71)
Kötü duygularını kendisine
tanrı edinen kimseyi gördün mü? Sen (Resûlüm!) ona koruyucu olabilir misin? (Furkan:
25/43)
Eğer sana cevap veremezlerse,
bil ki onlar, sırf heveslerine uymaktadırlar. Allah'tan bir yol gösterici
olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim
kavmi doğru yola iletmez. (Kasas: 28/50)
Gel gör ki haksızlık edenler,
bilgisizce kötü arzularına uydular. Allah'ın saptırdığını kim doğru yola
eriştirebilir? Onlar için herhangi bir yardımcı yoktur. (Rum: 30/29)
Ey Davud! Biz seni yeryüzünde
halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma,
sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara,
hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır. (Sad: 38/26)
İşte onun için sen (tevhide)
davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki:
Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle
emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işledikerimiz
bize; sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu
yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır. (Şura: 42/15)
Sonra da seni din konusunda bir
şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma. (Casiye:
45/18)
Hevâ ve hevesini tanrı edinen
ve Allah'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini
mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu
Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız? (Casiye:
45/23)
Rabbinden apaçık bir delil
üzerinde bulunan kimse, kötü işi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan
kimse gibi olur mu? (Muhammed: 47/14)
Onların arasında, seni
dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş
olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın, kalplerini
mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir. (Muhammed: 47/16)
Bunlar (putlar), sizin ve
atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında
hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna
uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir. (Necm:
53/23)
Yalanladılar ve kendi
heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. (Kamer: 54/3)
|