İNKAR EDENLER VE MÜNAFIKLAR ONUNLA MÜCADELE EDERLER
İNKAR EDENLER VE MÜNAFIKLAR ONUNLA
MÜCADELE EDERLER
İçlerinden Peygamberi incitenler ve: “O (her
sözü dinleyen) bir kulaktır” diyenler vardır. De ki: “O sizin için bir hayır
kulağıdır. Allah’a iman eder, mü’minlere inanıp-güvenir ve sizden iman edenler
için bir rahmettir. Allah’ın elçisine eziyet edenler... Onlar için acı bir azab
vardır.” (Tevbe Suresi, 61)
“O ise, yalnızca bir adam (insan)dır, Allah’a
karşı yalan uydurmaktadır, bizler de ona inanacak değiliz.” (Mü’minun Suresi,
38)
“Zikr (vahy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır,
o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır.” (Kamer Suresi,25)
Kafirlere ve münafıklara itaat etme,
eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. (Ahzab
Suresi, 48)
Dediler ki: “Senin ve seninle birlikte olanlar
yüzünden uğursuzluğa uğradık.” Dedi ki: “Sizin uğursuzluğunuz (başınıza
gelenler) Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz.”
(Neml Suresi, 47)
Kimi yahudiler, kelimeleri ‘konuldukları
yerlerden’ saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç
besleyerek: “Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ‘Raina’ bizi
güt, bize bak” derler. Eğer onlar: “İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ‘Bizi
gözet’ deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu.
Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir
bölümü dışında, inanmazlar. (Nisa Suresi, 46)
Onlar ki: “Allah’ın Resûlü yanında bulunanlara
hiç bir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler,” derler. Oysa
göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.
(Münafikun Suresi, 7)
Ey Peygamber, kalpleri inanmadığı halde
ağızlarıyla “İnandık” diyenlerle Yahudiler’den küfür içinde çaba harcayanlar
seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına
kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan
sonra saptırırlar, “Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının”
derler. Allah, kimin fitne(ye düşme)sini isterse, artık onun için sen Allah’tan
hiç bir şeye malik olamazsın. İşte onlar, Allah’ın kalplerini arıtmak
istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük
bir azab vardır. (Maide Suresi, 41)
Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman
kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkâr
etmenizi içten arzu etmişlerdir. (Mümtehine Suresi, 2)
‘Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’
(kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve
Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana
geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi
kendilerine: “Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya.” derler.
Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.
(Mücadele Suresi, 8)
Yahut: “Onda bir delilik var” mı diyorlar?
Hayır, o, onlara hak ile gelmiş bulunmaktadır ve onların çoğu hakkı çirkin
karşılıyorlar. (Mü’minun Suresi, 70)
|