ONA İTAAT
ONA İTAAT, MÜNAFIKLAR VE KALBİNDE
HASTALIK BULUNANLAR İÇİN BİR DENEME KONUSUDUR
Dediler ki: “Bu elçiye ne oluyor ki, yemek
yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir
melek indirilmesi gerekmez miydi?” (Furkan Suresi, 7)
Senden önce gönderdiklerimizden, gerçekten yemek
yiyen ve pazarlarda gezen (elçi)lerden başkasını göndermiş değiliz. Biz, sizin
kiminizi kimi için deneme (fitne konusu) yaptık. Sabredecek misiniz? Senin
Rabbin görendir. (Furkan Suresi, 20)
Allah’ın elçisi onlara dedi ki: “Allah’ın
(deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme-sırasına dikkat edin.”
Fakat, onu yalanladılar, deveyi yere yıkıp öldürdüler. Rableri de günahları
dolayısıyla ‘onları yerle bir etti, kırıp geçirdi’; orasını da dümdüz etti.
(Şems Suresi, 13-14)
Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin”
denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.
(Nisa Suresi, 61)
“Allah’a iman edin, O’nun elçisi ile cihada
çıkın” diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden
izin isteyip: “Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım” dediler. (Tevbe
Suresi, 86)
Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resulüne
çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir. Eğer hak lehlerinde ise, ona
boyun eğerek gelirler. Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı
kapıldılar? Yoksa Allah’ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından
mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir. (Nur Suresi, 48-50)
Allah’ın ayetleri size okunuyorken ve O’nun
elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah’a sımsıkı
tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir. (Al-i İmran
Suresi, 101)
Biz senden önce hiç bir Resul ve Nebi göndermiş
olmayalım ki, o bir dilekte bulunduğu zaman, şeytan, onun dilediğine (bir kuşku
veya sapma unsuru) katıp bırakmış olmasın. Ama Allah, şeytanın
katıp-bırakmalarını giderir, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırıp-pekiştirir.
Allah, gerçekten bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Şeytanın (bu tür) katıp
bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri (her türlü) duyarlılıktan
yoksun bulunanlara (Allah’ın) bir deneme kılması içindir. Şüphesiz zalimler,
(gerçeğin kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler. (Hac Suresi, 52-53)
Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık
kaldı; siz O’nun izniyle onları kırıp-geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz
(zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve
emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu.
Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı.
Allah mü’minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır. (Al-i İmran Suresi, 152)
Kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli
olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola
uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır
o!.. (Nisa Suresi, 115)
|