ZORBALIK YAPARAK İMAN EDENLERE KARŞI GALİP GELMEYE ÇALIŞIRLAR
ZORBALIK YAPARAK İMAN EDENLERE KARŞI
GALİP GELMEYE ÇALIŞIRLAR
İnkâr edenler, resullerine dediler ki: “Muhakkak
(ya) sizi kendi toprağımızdan süreceğiz veya dinimize geri döneceksiniz.”
Böylelikle Rableri kendilerine vahyetti ki: “Şüphesiz biz, zulmedenleri helak
edeceğiz. (İbrahim Suresi, 13)
(Firavun) dedi ki: “Andolsun, benim dışımda bir
ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım.” (Şuara Suresi, 29)
(Babası) Demişti ki: “İbrahim, sen benim
ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan,
andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git.”
(Meryem Suresi, 46)
(Firavun) Dedi ki: “Ben size izin vermeden önce
O’na inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde
ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma
dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş
ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız.” (Taha Suresi, 71)
(Firavun) Dedi ki: “Ona, ben size izin vermeden
önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse
yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama
kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım.” (Şuara Suresi,
49)
Dediler ki: “Ey Lut, eğer (bu söylediklerine)
bir son vermeyecek olursan, gerçekten (burdan) sürülüp çıkarılanlardan
olacaksın.” (Şuara Suresi, 167)
Bunun üzerine kavminin (İbrahim’e) cevabı
yalnızca: “Onu öldürün ya da yakın” demek oldu. Böylece Allah onu ateşten
kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır. (Ankebut
Suresi, 24)
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı;
böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve: “Delidir” dediler. O ‘baskı altına
alınıp engellenmişti.’ (Kamer Suresi, 9)
Kavminin cevabı: “Yurdunuzdan sürüp çıkarın
bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!” demekten başka olmadı.
(A’raf Suresi, 82)
Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar
(müstekbirler) dediler ki: “Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya
ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz.”
(Şuayb:) “Biz istemesek de mi?” dedi. (A’raf Suresi, 88)
“Ey Şuayb” dediler. “Senin söylediklerinin
çoğunu biz ‘kavrayıp anlamıyoruz’. Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri
görüyoruz. Eğer yakın-çevren olmasaydı, gerçekten seni taşa tutar-öldürürdük.
Sen bize karşı güçlü ve üstün değilsin.” (Hud Suresi, 91)
“Ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları mı
ediniyorsunuz?” “Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?”
(Şuara Suresi, 129-130)
|