b14
b14- Fesad Çıkarma
Onlara: "Yeryüzünde fesat
çıkarmayın", denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. (Bakara:
2/11)
Onlar öyle (fâsıklar) ki,
Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın, ziyaret edilip
hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve
yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.
(Bakara: 2/27)
Musa (çölde) kavmi için su
istemişti de biz ona: Değneğinle taşa vur! demiştik. Derhal (taştan) oniki
kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara:) Allah'ın rızkından
yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik. (Bakara: 2/60)
O, dönüp gitti mi (yahut bir iş
başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip
nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. (Bakara: 2/205)
Sonunda Allah'ın izniyle onları
yendiler. Davud da Câlût'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet
verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının
kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin
Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir. (Bakara: 2/251)
Eğer yine yüz çevirirlerse,
şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir. (Al-i İmran: 3/63)
Allah sizin tevbenizi kabul
etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün
yoldan çıkmanızı isterler. (Nisa: 4/27)
İşte bu yüzdendir ki
İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk
çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları
öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi
olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da
onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler. (Maide: 5/32)
Allah ve Resûlüne karşı
savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya
(acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama
kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki
rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır. (Maide: 5/33)
Yahudiler, Allah'ın eli
bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet
olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki
sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır.
Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için
bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar
yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide. 5/64)
Islah edilmesinden sonra
yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua
edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır. (A’raf: 7/56)
Düşünün ki, (Allah) Âd
kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun
düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık
Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık
çıkarmayın. (A’raf: 7/74)
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı
(gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka
tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü,
tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra
yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha
hayırlıdır. (A’raf: 7/85)
Tehdit ederek, inananları Allah
yolundan alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında
oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki, bozguncuların
sonu nasıl olmuştur! (A’raf: 7/86)
Sonra onların ardından Musa'yı
mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkar ettiler; ama,
bak ki, fesatçıların sonu ne oldu! (A’raf: 7/103)
Kafir olanlar da birbirlerinin
yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz
yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur. (Enfal: 8/73)
(Münafıklar arasında) bir de
(müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkar etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak
ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir
mescit kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka
yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı
olduklarına şahitlik eder. (Tevbe. 9/107)
Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı
adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular
olarak dolaşmayın. (Hud: 11/85)
Allah'a andolsun ki, bizim
yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Biz hırsız da
değiliz, dediler. (Yusuf: 12/73)
Allah'a verdikleri sözü
kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği
şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte
lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır. (Ra’d: 13/25)
İnkâr edip de (insanları) Allah
yolundan alıkoyanlar var ya, işte onlara, yapmakta oldukları bozgunculuklar
sebebiyle, azaplarını kat kat artıracağız. (Nahl: 16/88)
Bir ülkeyi helâk etmek
istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri)
emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke
müstehak olur; biz de orayı darmadağın ederiz. (İsra: 17/16)
Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu
memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında
bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi? (Kehf: 18/94)
Yakaladığınız zaman, zorbalar
gibi mi yakalıyorsunuz? (Şuara: 26/130)
Yeryüzünde bozgunculuk yapıp
dirlik düzenlik vermeyen aşırı gidenlerin emrine uymayın. (Şuara: 26/151-152)
İnsanların hakkı olan şeyleri
kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. (Şuara: 26/183)
Kendileri de bunlara yakînen
inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları inkar ettiler.
Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak! (Neml: 27/14)
Melike: Hükümdarlar bir
memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar.
(Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi. (Neml: 27/34)
O şehirde dokuz kişi (elebaşı)
vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç
yanaşmıyorlardı. (Neml: 27/48)
Firavun, (Mısır) toprağında
gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz
buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o
bozgunculardandı. (Kasas: 28/4)
Musa, ikisinin de düşmanı olan
adamı yakalamak isteyince, o adam dedi ki: Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi,
bana da mı kıymak istiyorsun? Demek, düzelticilerden olmak istemiyor da, bu
yerde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen! (Kasas: 28/19)
Allah'ın sana verdiğinden
(O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma.
Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde
bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez. (Kasas: 28/77)
İşte ahiret yurdu! Biz onu
yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En
güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir. (Kasas: 28/83)
(Lût:) Şu fesatçılar güruhuna
karşı bana yardım eyle Rabbim ! dedi. (Ankebut: 29/30)
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı
gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın,
yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi. (Ankebut: 29/36)
İnsanların bizzat kendi
işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir
kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler. (Rum:
30/41)
Yoksa biz, iman edip de iyi
işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya
(Allah'tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız? (Sad: 38/28)
Geri dönerseniz, yeryüzünde
bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
(Muhammed: 47/22)
Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd
kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem
şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular)
sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda
kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. (Fecr: 89/6-14)
|