SÜREKLİ BİR ŞÜPHE VE ENDİŞE İÇİNDEDİRLER
SÜREKLİ BİR ŞÜPHE VE ENDİŞE İÇİNDEDİRLER
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud
ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah’tan
başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini
ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: “Tartışmasız, biz
sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine
çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.” (İbrahim
Suresi, 9)
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen
O’dur. Adı konulmuş ecel, O’nun katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya
kapılıyorsunuz. (En'am, 2)
Dediler ki: “Ey Salih, bundan önce sen içimizde
kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı
şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet
ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.” (Hud Suresi, 62)
İnkâr edenler ise, kıyamet-saati onlara apansız
gelinceye veya kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara
yetişinceye kadar ondan (Kur’an’dan) yana şüphe içinde sür-git kalacaklardır.
(Hac Suresi, 55)
|