NANKÖRDÜRLER
NANKÖRDÜRLER
Böylece biz seni, kendisinden önce nice ümmetler
gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi
onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki: “O, benim
Rabbimdir, O’ndan başka ilah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve son dönüş
O’nadır.” (Ra’d Suresi, 30)
Sonra sizden zararı kaldırdığında, sizden bir
grup (hemen) Rablerine şirk koşar; Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük
etmek için. Öyleyse yararlanın, ilerde bileceksiniz. (Nahl Suresi, 54-55)
Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet
tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş
bir nankördür. (Hud Suresi, 9)
Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu
zaman, O’nun dışında taptıklarınız kaybolur-gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi
kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür. (İsra Suresi, 67)
Allah size kendi
nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden çocuklar ve torunlar yarattı
ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve
Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar? (Nahl Suresi, 72)
İnsana bir zarar dokunduğu zaman, bize dua eder;
sonra tarafımızdan ona bir nimet ihsan ettiğimizde, der ki: “Bu, bana ancak bir
bilgi(m) dolayısıyla verildi.” Hayır; bu bir fitne (kendisini bir deneme)dir.
Ancak çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 49)
İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken,
otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman
ise, sanki kendisine dokunan zarara bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte,
ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. (Yunus Suresi, 12)
|