KENDİLERİNİ CENNETLİK ZANNEDENLER
KENDİLERİNİ CENNETLİK ZANNEDENLER
De ki: “Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka
insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen
ölümü dileyin.” (Bakara Suresi, 94)
Dediler ki: “Yahudi veya hristiyan olmayan hiç
kimse kesin olarak cennete giremez.” Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki:
“Eğer doğru sözlüyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin.” (Bakara Suresi,
111)
Yahudi ve Hristiyanlar: “Biz Allah’ın
çocuklarıyız ve sevdikleriyiz” dedi. De ki: “Peki, ne diye sizi günahlarınızdan
dolayı azablandırıyor? Hayır, siz O’nun yarattığından birer beşersiniz. O,
dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Göklerin, yerin ve bunların
arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır. Son varış O’nadır.” (Maide Suresi,
18)
Kendi nefsinin zalimi olarak (böylece) bağına
girdi (ve): “Bunun sonsuza kadar kuruyup-yok olacağını sanmıyorum” dedi.
“Kıyamet-saati’nin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek
olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım.” (Kehf Suresi, 35-36)
“Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa
gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.” (Kehf Suresi,
104)
Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan
bir rahmet taddırsak, mutlaka: “Bu benim (hakkım)dır. Ve ben kıyamet-saatinin
kopacağını da sanmıyorum; eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O’nun katında
benim için daha güzel olanı vardır.” der. Ama andolsun biz, o kâfirlere
yaptıklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azabtan
taddıracağız. (Fussilet Suresi, 50)
|