KENDİSİNİ DOĞRU YOLDA ZANNEDENLER
KENDİSİNİ DOĞRU YOLDA
ZANNEDENLER
Onlara: “Allah’ın indirdiklerine iman
edin” denildiğinde: “Biz, bize indirilene iman ederiz” derler ve ondan sonra
olan (Kur’an)ı inkâr ederler. Oysa o (Kur’an), yanlarındakini (Kitabı)
doğrulayan bir gerçektir. (Onlara) De ki: “Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne
diye Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?” (Bakara Suresi, 91)
Kötü olarak işledikleri kendisine
çekici-süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık
şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse,
onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yaptıklarını
bilendir. (Fatır Suresi, 8)
(Münafıklar) Onlara seslenirler: “Biz
sizlerle birlikte değil miydik?” Derler ki: “Evet, ancak siz kendinizi fitneye
düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz,
(Allah’a ve İslam’a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular
yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah’ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da
sizi Allah ile (Allah’ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek)
aldatmış oldu.” (Hadid Suresi, 14)
Kim Rahman
(olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun ‘üzerini
kabukla bağlattırırız’; artık bu, onun bir yakın dostudur. Gerçekten bunlar (bu
şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten
hidayette olduklarını sanırlar. (Zuhruf Suresi, 36-37)
Biz onlara birtakım yakın-kimseleri
‘kabuk gibi üzerlerine kaplattık,’ onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları
kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce
gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu.
Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi. (Fussilet Suresi, 25)
|