Firavun Ailesinden İmanını Gizleyen Adam
Firavun Ailesinden
İmanını Gizleyen Adam
Firavun ailesinden
imanını gizlemekte olan mümin bir adam dedi ki: "Siz, benim Rabbim Allah'tır
diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık belgelerle
gelmiş bulunuyor. Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir;
ve eğer doğru sözlü ise, (o zaman da) size va'dettiklerinin bir kısmı size
isabet eder. Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete
erdirmez." "Ey Kavmim, bugün mülk sizindir, yeryüzünde hüküm sahibi
kimselersiniz. Fakat bize Allah'tan dayanılmaz bir azap gelecek olursa bize kim
yardımcı olabilecek?" Firavun dedi ki: "Ben, size yalnızca gördüğümü (kendi
görüşümü) gösteriyorum ve ben sizi doğru yoldan da başkasına yöneltmiyorum."
İman eden (adam) dedi ki: "Ey Kavmim, ben o fırkaların gününe benzer (bir günün
felaketine uğrarsınız) diye korkuyorum."
"Nuh
kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah,
kullar için zulüm istemez." "Ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat
(edeceğiniz kıyamet) gününden korkuyorum." "Arkanızı dönüp kaçacağınız gün; sizi
Allah'tan koruyacak yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğruya yöneltecek
bulunmaz." "Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O
zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat
edince, demiştiniz ki; "Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez."
İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır." "Ki onlar, Allah'ın
ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip
dururlar. (Bu,) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke
(sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler." İman
eden (adam) dedi ki: "Ey Kavmim, siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola
iletip-yönelteyim." "Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir meta
(kısa süreli bir yararlanma)dır. Şüphesiz ahiret, (asıl) karar kılınan yurt
odur." "Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de
-erkek olsun, dişi olsun- bir mümin olarak salih bir amelde bulunursa, işte
onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler." "Ey
kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe
çağırıyorsunuz." "Siz beni Allah'a (karşı) inkar etmeye ve hakkında bilgim
olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü
olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum. "İmkanı yok; gerçekten sizin beni
kendisine çağırmakta olduğunuz şeyin, dünyada da, ahirette de çağrıda bulunma
(yetkisi, gücü, değeri ve bağışlama)sı yoktur. Şüphesiz, bizim dönüşümüz
Allah'adır. Ölçüyü taşıranlar, onlar ateşin halkıdırlar." "İşte size
söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah'a bırakıyorum.
Şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir." Sonunda Allah, onların kurdukları
hileli-düzenlerinin kötülüklerinden onu korudu ve Firavun'un çevresini de azabın
en kötüsü kuşatıverdi. (Mümin Suresi, 28-45)
|