Karun
Karun
Karun'u, Firavun'u
ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle
gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azaptan kurtulup) geçecek
değillerdi. (Ankebut Suresi, 39)Gerçek şu ki, Karun, Musa'nın kavmindendi, ancak
onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları,
birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona
demişti ki: "Şımararak sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları
sevmez." "Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını
(nasibini) unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve
yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez." Dedi
ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi, ki
gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden
daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma
uğratmıştır. Suçlu-günahkarlardan kendi günahları sorulmaz. Böylelikle kendi
ihtişamlı-süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte
olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı. Gerçekten o,
büyük bir pay sahibidir" dediler. Kendilerine ilim verilenler ise: "Yazıklar
olsun size, Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için
daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz" dediler. Sonunda
onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım
edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de
değildi. (Kasas Suresi, 76-81)
|