Bahçe Sahipleri
Bahçe Sahipleri
Gerçek şu ki, Biz
o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar,
sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka
devşireceklerine dair and içmişlerdi. (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela' onun üstünü
sarıp-kuşatıverdi. Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi. Nihayet
sabah vakti birbirlerine seslendiler. "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence
kalkıp-çıkın." Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler: "Bugün sakın
oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın." (Yoksulları) Engellemeye
güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler. Ama onu görünce: "Muhakkak biz
(gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler. "Hayır, biz (her şeyden ve bütün
servetimizden) yoksun bırakıldık." (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben
size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi? Dediler
ki: "Rabbimiz seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."
Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar. "Yazıklar bize,
gerçekten bizler azgınmışız" dediler. "Belki Rabbimiz, onun yerine daha
hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz."
(Kalem Suresi, 17-32)
|