b32b
b32b- Kafirlere
Lanet Etme ve Sövme
(Yahudiler peygamberlerle alay
ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle
Allah onlara lânet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar. (Bakara: 2/88)
Daha önce kafirlere karşı zafer
isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir
kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince
onu inkar ettiler. İşte Allah'ın lâneti böyle inkarcılaradır. (Bakara: 2/89)
İndirdiğimiz açık delilleri ve
kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem
de bütün lânet ediciler lânet eder. (Bakara: 2/159)
(Âyetlerimizi) inkar etmiş ve
kafir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların
lâneti onların üzerinedir. (Bakara: 2/161)
İşte onların cezası, Allah'ın,
meleklerin ve bütün insanlığın lânetine uğramalarıdır. (Al-i İmran: 3/87)
Yahudilerden bir kısmı
kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine
saldırarak (Peygambere karşı) "İşittik ve karşı geldik", "dinle, dinlemez
olası", "râinâ" derler. Eğer onlar "İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet"
deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat
küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık
pek az inanırlar. (Nisa: 4/46)
Ey ehl-i kitap! Biz, birtakım
yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden, yahut onları, cumartesi
adamları gibi lânetlemeden önce (davranarak), size gelenleri doğrulamak üzere
indirdiğimize (Kitab'a) iman edin; Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir.
(Nisa: 4/47)
Bunlar, Allah'ın lânetlediği
kimselerdir; Allah'ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lânetli) kimseye gerçek bir
yardımcı bulamazsın. (Nisa: 4/52)
Sözlerini bozmaları sebebiyle
onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini
değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın
(Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan
daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz
Allah iyilik edenleri sever. (Maide: 5/13)
De ki: Allah katında yeri
bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap
ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler.
İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış
bulunanlardır. (Maide: 5/60)
Yahudiler, Allah'ın eli
bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet
olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki
sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır.
Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için
bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar
yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide: 5/64)
İsrailoğullarından kafir
olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle llânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz
dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. (Maide: 5/78)
Cennet ehli cehennem ehline:
Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size
vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından
bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır. (A’raf:
7/44)
Yahudiler, Uzeyr Allah'ın
oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur, dediler. Bu,
onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş
kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan
bâtıla) döndürülüyorlar! (Tevbe: 9/30)
Allah erkek münafıklara da
kadın münafıklara da kafirlere de içinde ebedi kalacakları cehennem ateşini
vadetti. O, onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir! Onlar için devamlı bir
azap vardır. (Tevbe: 9/68)
Kim Allah'a karşı yalan
uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz
edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir,
diyecekler. Bilin ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir! (Hud: 11/18)
Onlar hem bu dünyada hem de
kıyamet gününde lânete tâbi tutuldular. Biliniz ki, Âd (kavmi) Rablerini inkar
ettiler. (Şunu da) bilin ki Hûd'un kavmi Âd, Allah'ın rahmetinden uzak kılındı.
(Hud: 11/60)
Sanki orada hiç oturmamışlardı.
Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkar ettiler. Yine bilesiniz ki,
Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı. (Hud: 11/68)
Sanki orada hiç
barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi
Medyen kavmi de uzak oldu. (Hud: 11/95)
Onlar burada da, kıyamet
gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!
(Hud: 11/99)
Allah'a verdikleri sözü
kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği
şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte
lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır. (Ra’d: 13/25)
Allah ve Resûlünü incitenlere
Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap
hazırlamıştır. (Ahzab: 33/57)
Şu muhakkak ki, Allah kafirleri
rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır. (Ahzab: 33/64)
Rabbimiz! Onlara iki kat azap
ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov. (Ahzab: 33/68)
(Bir de bunlar) Allah hakkında
kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan
erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için
bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş,
lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!
(Fetih: 48/6)
Kahrolsun o koyu yalancılar! (Zariyat:
51/10)
Onları gördüğün zaman kalıpları
hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış
kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır.
Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın! Nasıl bu hale geliyorlar? (Münafikun:
63/4)
Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü
biçti! (Müddessir: 74/19)
Sonra, canı çıkasıca tekrar
(ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse! (Müddessir: 74/20)
Kahrolası insan! Ne inkarcıdır!
(Abese: 80/17)
|