b33
b33- Alay Etme
(Bu münafıklar) müminlerle
karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran)
şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla
(müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler. (Bakara: 2/14)
Gerçekte, Allah onlarla istihza
(alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet
başıboş dolaşırlar. (Bakara: 2/15)
Musa, kavmine: Allah bir sığır
kesmenizi emrediyor, demişti de: Bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi. O da:
Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım, demişti. (Bakara: 2/67)
İşte onlar için,
kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok
süratlidir. (Bakara: 2/202)
O (Allah), Kitap'ta size şöyle
indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkar edildiğini yahut onlarla alay
edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya
geçinceye) kadar kafirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi
olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kafirleri cehennemde bir araya
getirecektir. (Nisa: 4/140)
Ey iman edenler! Sizden önce
kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve
kafirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz. (Maide: 5/57)
Namaza çağırdığınız zaman onu
alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum
olmalarındandır. (Maide: 5/58)
Gerçekten onlar, kendilerine
hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin
haberleri gelecektir. (En’am: 6/5)
Senden önceki peygamberlerle de
alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap)
kuşatıvermişti. (En’am: 6/10)
Münafıklar, kalplerinde olanı
kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De
ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır. (Tevbe: 9/64)
Eğer onlara, (niçin alay
ettiklerini) sorarsan, elbette, biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler.
De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?
(Tevbe: 9/65)
Sadakalar hususunda,
müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları
çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir.
Ve onlar için elem verici azap vardır. (Tevbe: 9/69)
Andolsun, eğer biz onlardan
azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka "Onun gelmesini engelleyen
nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan
uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre
kuşatacaktır. (Hud: 11/8)
Nuh gemiyi yapıyor, kavminden
ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: "Eğer
bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de sizinle
alay edeceğiz! (Hud: 11/38)
Onlara bir peygamber
gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi. (Hicr: 15/11)
(Seninle) alay edenlere karşı
biz sana yeteriz. (Hicr: 15/95)
Sonunda yaptıklarının cezası
onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi. (Nahl:
16/34)
Biz resûlleri, sadece
müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kafir olanlar ise, hakkı, bâtıla
dayanarak ortadan kaldırmak için bâtıl yolla mücadele verirler. Onlar
âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır. (Kehf: 18/56)
İşte, inkar ettikleri,
âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir. (Kehf:
18/106)
(Resûlüm!) Kafirler seni
gördükleri zaman: "Sizin ilâhlarınızı diline dolayan bu mu?" diyerek seni hep
alaya alırlar. Halbuki onlar, çok esirgeyici Allah'ın Kitabını inkar edenlerin
ta kendileridir. (Enbiya: 21/36)
Andolsun, senden önceki
peygamberlerle de alay edildi; ama onları alaya alanları, o alay konusu
ettikleri şey kuşatıverdi. (Enbiya: 21/41)
İşte siz onları alaya aldınız;
sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara
gülüyordunuz. (Mü’minun: 23/110)
Seni gördükleri zaman: "Bu mu
Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar. (Furkan:
25/41)
Üstelik (ona) "yalandır"
derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.
(Şuara: 26/6)
(Firavun) etrafında
bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi. (Şuara: 26/25)
Kavminin cevabı sadece: "Lût
ailesini memleketinizden çıkarın; çünkü onlar (bizim yaptıklarımızdan) uzak
kalmak isteyen insanlarmış!" demelerinden ibaret oldu. (Neml: 27/56)
İnsanlardan öylesi var ki,
herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla
alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.
(Lokman: 31/6)
Ne yazık şu kullara! Onlara bir
peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar. (Yasin: 36/30)
Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki
onlar alay ediyorlar. (Saffat: 37/12)
Bir mucize görseler alay
ederler. (Saffat: 37/14)
Onların kazandıkları kötülükler
(o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır. (Zümer: 39/48)
Kişinin: Allah'a karşı aşırı
gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği
günden sakının)! (Zümer: 39/56)
Peygamberleri onlara apaçık
bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu
alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi. (Mü’minun: 23/83)
Onlar, kendilerine gelen her
peygamberi mutlaka alaya alırlardı. (Zuhruf: 43/7)
Rabbinin rahmetini onlar mı
paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz
paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün
kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. (Zuhruf:
43/32)
(O) âyetlerimizden bir şey
öğrendiği zaman onlarla alay eder. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır! (Casiye:
45/9)
Yaptıklarının kötülükleri
onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır. (Casiye: 45/33)
Bunun böyle olmasının sebebi
şudur: Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı. Artık
bugün ateşten çıkarılmayacaklardır ve onların (Allah'ı) hoşnut etmeleri de
istenmeyecektir. (Casiye: 45/35)
Ey müminler! Bir topluluk diğer
bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.
Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha
iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.
İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar
zalimlerdir. (Hucurat: 49/11)
|