YARDIMIN ANCAK ALLAH
YARDIMIN ANCAK ALLAH’TAN OLDUĞUNU
BİLİRLER
O zaman sizden iki grup, neredeyse ‘çözülüp geri
çekilmek’ istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü’minler,
yalnızca Allah’a tevekkül etmelidir. (Al-i İmran Suresi, 122)
Hamd, Alemlerin Rabbi’nedir. Rahman ve Rahimdir.
Din gününün malikidir. Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Sen’den yardım
dileriz. (Fatiha Suresi, 1-4)
Ve de ki: “Rabbim, beni (girilecek yere) doğru
bir girdirişle girdir ve (çıkarılacak yerden) doğru bir çıkarışla çıkar ve
katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsra Suresi, 80)
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını
yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir.
“Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma.
Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz,
kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla.
Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
(Bakara Suresi, 286)
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için
andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu,
diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı
görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda,
basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır. (Al-i İmran Suresi, 13)
Musa kavmine: “Allah’tan yardım dileyin ve
sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah’ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı
kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir.” dedi. (A’raf Suresi, 128)
Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) olan
gömleğini getirdiler. “Hayır” dedi. Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe
sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu
düzüp-uydurduklarınıza karşı (kendisinden) yardım istenecek olan Allah’tır.”
(Yusuf Suresi, 18)
|