SADECE ALLAH
SADECE ALLAH’I VE İNANANLARI DOST
EDİNİRLER
Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun
elçisi, rüku’ ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü’minlerdir. Kim
Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip
gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 55-56)
Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş
edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı
verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur,
sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık;
belki akıl erdirirsiniz. (Al-i İmran Suresi, 118)
Ey iman edenler, mü’minleri bırakıp kafirleri
veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık olan kesin bir
delil vermek ister misiniz? (Nisa Suresi, 144)
Ey iman edenler, eğer imana karşı inkârı
sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin.
Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir. (Tevbe
Suresi, 23)
Yoksa siz, içinizden cihad edenleri ve Allah’tan
ve Resûlü’nden ve mü’minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah ‘bilip
(ortaya) çıkarmadan’ bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan
haberdardır. (Tevbe Suresi, 16)
Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim
(topluluk) bulamazsın ki, Allah’a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi
(ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları,
ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle
kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile
desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda
süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı
olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah’ın
fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta
kendileridir. (Mücadele Suresi, 22)
Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de
düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz;
oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan
dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim
yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara
karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa
vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun
ortasından şaşırıp-sapmış olur. (Mümtehine Suresi, 1)
Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları,
sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka
çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar
zalimlerin ta kendileridir. (Mümtehine Suresi, 9)
İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer
siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde
bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
|