ALLAH
ALLAH’TAN BAĞIŞLANMA DİLERLER
Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.
(Zariyat Suresi, 18)
“Rabbimiz, biz: “Rabbinize iman edin” diye imana
çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim
günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte
öldür.” (Al-i İmran Suresi, 193)
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını
yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir.
“Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma.
Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz,
kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla.
Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
(Bakara Suresi, 286)
“Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak
evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere
yıkımdan başkasını arttırma.” (Nuh Suresi, 28)
Ve ‘çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya da
nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı
bağışlanma isteyenlerdir. Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de
onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir. (Al-i İmran
Suresi, 135)
Onlar: “Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık
bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenler;
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ‘seher
vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 16-17)
Onların söyledikleri: “Rabbimiz, günahlarımızı
ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde)
sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et” demelerinden başka
bir şey değildi. (Al-i İmran Suresi, 147)
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki:
“Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve
kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok
şefkatlisin, çok esirgeyicisin.” (Haşr Suresi, 10)
|