İNKARCILARA TUZAK KURARLAR
İNKARCILARA TUZAK KURARLAR
Dediler ki: “Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen
mi yaptın?” “Hayır” dedi. “Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer
konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.” Bunun üzerine kendi vicdanlarına
başvurdular da; “Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)” dediler.
Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: “Andolsun, bunların
konuşamayacaklarını sen de bilmektesin.” Dedi ki: “O halde, Allah’ı bırakıp da
sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?” “Yuh size
ve Allah’tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?” (Enbiya
Suresi, 62-67)
Hani sen, mü’minleri
savaşmak için elverişli yerlere yerleştirmek için evinden erkenden ayrılmıştın.
Allah işitendir, bilendir. (Al-i İmran Suresi, 121)
Erzak yüklerini
kendilerine hazırlayınca da, su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı, sonra bir
münadi (şöyle) seslendi: “Ey kafile, sizler gerçekten hırsızsınız.” Onlara doğru
yönelerek: “Neyi kaybettiniz?” dediler. Dediler ki: “Hükümdarın su tasını
kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır.
Ben de buna kefilim.” “Allah adına, hayret” dediler. “Siz de bilmişsiniz ki, biz
(bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız değiliz.”
“Öyleyse” dediler. “Eğer yalan söylüyorsanız (bunun) cezası nedir?” Dediler ki:
“Bunun cezası, (su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri
böyle cezalandırırız.” Böylece (Yusuf) kardeşinin kabından önce onların
kablarını (yoklamaya) başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı. İşte biz
Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde (yürürlükteki
kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka.
Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha
iyi bir bilen vardır. (Yusuf Suresi, 70-76)
|