CESUR VE KARARLIDIRLAR
CESUR VE KARARLIDIRLAR
De ki: “Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip
durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan
kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.” (Taha Suresi, 135)
Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti
ki: “Ey kavmim, benim makamım ve Allah’ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size
ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla
toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya
tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.
(Yunus Suresi, 71)
De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik
veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın
ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz.
Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.
(Tevbe Suresi, 52)
“Ve doğrusu ben, sizin taşa tutmanızdan benim de
Rabbim, sizin de Rabbiniz olan (Allah)a sığındım.” “Eğer bana inanmıyorsanız, bu
durumda benden kopup-ayrılın.” (Duhan Suresi, 20-21)
Onların yürüyecek ayakları var mı? Ya da
tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa işitecek kulakları
mı var? De ki: “Ortak koştuklarınızı çağırın, sonra bir düzen (tuzak) kurun da
bana göz bile açtırmayın.” (A’raf Suresi, 195)
Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun
hakkında seninle ‘çekişip-tartışmalara girişirlerse’ de ki: “Gelin, oğullarımızı
ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi
çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah’ın lanetini yalan
söyleyenlerin üstüne kılalım.” (Al-i İmran Suresi, 61)
İman etmeyenlere de ki: “Yapabileceğinizi yapın;
elbette biz de yapacağız.” (Hud Suresi, 121)
“Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim
tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur.
Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş
değildir. Rabbimiz, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül
ettik. ‘Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ‘Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ‘hüküm
verenlerin’ en hayırlısısın.” (A’raf Suresi, 89)
|