b42
b42- İnsan
Öldürmek
Ey iman edenler! Karşılıklı
rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram
yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz
Allah, sizi esirgeyecektir. (Nisa: 4/29)
Kim düşmanlık ve haksızlık ile
bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız; bu
ise Allah'a çok kolaydır. (Nisa: 4/30)
Yanlışlıkla olması dışında bir
müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren
kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir
diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu
takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir
toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda
antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir
mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından
tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi
bilendir, hikmet sahibidir. (Nisa: 4/92)
Kim bir mümini kasten öldürürse
cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu
lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. (Nisa: 4/93)
"Ben istiyorum ki, sen, hem
benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın;
zalimlerin cezası işte budur." (Maide: 5/29)
Nihayet nefsi onu, kardeşini
öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu. (Maide: 5/30)
İşte bu yüzdendir ki
İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk
çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları
öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi
olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da
onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler. (Maide: 5/32)
Bunun gibi ortakları,
müşriklerden çoğuna çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi hoş gösterdi ki, hem
kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi
bunu yapamazlardı. Öyle ise onları uydurdukları ile başbaşa bırak! (En’am:
6/137)
Bilgisizlikleri yüzünden
beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a
iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır.
Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir. (En’am:
6/140)
De ki: Gelin Rabbinizin size
neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya
iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da
rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve
Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size
emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. (En’am: 6/151)
Haklı bir sebep olmadıkça
Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun
velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri
gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. (İsra:
17/33)
Yine onlar ki, Allah ile
beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana
haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı (nın cezasını)
bulur; (Furkan: 25/68)
Musa, ahalisinin habersiz
olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman
tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından olanı,
düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup ölümüne
sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık
bir düşman, dedi. (Kasas: 28/15)
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar,
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek,
çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup
getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye
geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile.
Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Mümtehine: 60/12)
|