b48
b48- Hile
(Yahudiler) tuzak kurdular;
Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların hayırlısıdır. (Al-i
İmran: 3/54)
Böylece biz, her kasabada,
oralarda bozgunculuk yapmaları için, günahkârlarını liderler yaptık. Onlar
yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar. (En’am: 6/123)
Onlara bir âyet geldiğinde,
Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız,
dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere,
yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap
erişecektir. (En’am: 6/124)
Allah'ın azabından emin mi
oldular? Fakat ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah'ın (böyle) mühlet
vermesinden emin olamaz. (A’raf: 7/99)
Firavun dedi ki: "Ben size izin
vermeden ona iman mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarmak
için kurduğunuz bir tuzaktır. Ama yakında (başınıza gelecekleri) göreceksiniz!
(A’raf: 7/123)
Hatırla ki, kafirler seni tutup
bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak
kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu.
Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir. (Enfal: 8/30)
Kendilerine dokunan (kıtlık ve
hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız
zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki:
Allah'ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz gönderdiğimiz melekler kurduğunuz
tuzakları yazıyorlar. (Yunus: 10/21)
Akşamleyin ağlayarak babalarına
geldiler. (Yusuf: 12/16)
Kadın, onların dedikodusunu
duyunca, onlara davetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı.
Onlardan her birine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusuf'a): "Çık
karşılarına!" dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar.
(Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer
değil... Bu ancak üstün bir melektir! (Yusuf: 12/31)
İşte bu (Yusuf kıssası) gayb
haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar
verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin). (Yusuf:
12/102)
Herkesin kazandığını gözetleyip
muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar
koştular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde
bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?"
Doğrusu inkar edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan
alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
(Ra’d: 13/33)
Onlardan öncekiler de
(peygamberlerine) tuzak kurmuşlardı; halbuki bütün tuzaklar Allah'a aittir.
Çünkü O, herkesin ne kazanacağını bilir. Bu yurdun (dünyanın) sonunun kimin
olduğunu yakında kafirler bileceklerdir! (Ra’d: 13/42)
Hilelerinin cezası Allah
katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların
hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi! (İbrahim: 14/46)
Onlardan öncekiler de
(peygamberlere) hile yapmışlardı. Sonunda Allah da onların binalarını
temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü. Bu azap onlara,
farkedemedikleri bir yerden gelmişti. (Nahl: 16/26)
Kötülük tuzakları kuranlar,
Allah'ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri
bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın
kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak
değillerdir. (Nahl: 16/45-46)
Onlar böyle bir tuzak kurdular.
Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik. (Neml:
27/50)
Bak işte, tuzaklarının âkıbeti
nice oldu: Onları da, (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk
ettik! (Neml: 27/51)
Zayıf sayılanlar da büyüklük
taslayanlara: Hayır! Gece gündüz (işiniz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima
Allah'ı inkar etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık
azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkar edenlerin boyunlarına
demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden
cezalandırılırlar. (Sebe: 34/33)
Kim izzet ve şeref istiyor
idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler
yükselir (ulaşır). Onları da Allah'a amel-i salih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak
kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.
(Fatır: 35/10)
Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük
taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer.
Onlar öncekilerin kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar?
Allah'ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah'ın kanununda kesinlikle
bir sapma da bulamazsın. (Fatır: 35/43)
Nihayet Allah, onların
kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zâtı korudu, Firavun'un kavmini ise
kötü azap kuşatıverdi. (Mü’min: 40/45)
Bunlar da, büyük hileler, büyük
desiseler kurdular! (Nuh: 71/22)
Dönüş sahibi olan (yağmur
yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile
bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar,
ben de bir tuzak kurarım. Kafirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine
bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek). (Tarık: 86-11-17)
|