b50
b50- Sözünde
Durmama
Onlar öyle (fâsıklar) ki,
Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın, ziyaret edilip
hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve
yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.
(Bakara: 2/27)
Allah'a karşı verdikleri sözü
ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir
payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve
onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır. (Al-i İmran:
3/77)
Artık bundan sonra her kim
dönerse işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir. (Al-i İmran: 3/82)
Vaktiyle siz birbirinizle
haşir-neşir olduğunuz ve onlar sizden sağlam bir teminat almış olduğu halde onu
nasıl geri alırsınız! (Nisa: 4/21)
Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın
âyetlerini inkar etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz
kılıflanmıştır, demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belalar verdik.
Onların kalpleri kılıflı değildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o
kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler. (Nisa:
4/155)
Sözlerini bozmaları sebebiyle
onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini
değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın
(Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan
daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz
Allah iyilik edenleri sever. (Maide: 5/13)
Onların çoğunda, sözünde durma
diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. (A’raf:
7/102)
Biz, ulaşacakları bir müddete
kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler. (A’raf: 7/135)
Onların ardından da (âyetleri
tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız,
diyerek Kitab'a vâris olan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir
menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka
bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar
Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır.
Hâla aklınız ermiyor mu? (A’raf: 7/169)
Onlar, kendileriyle antlaşma
yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir. (Enfal:
8/56)
Eğer antlaşmalarından sonra
yeminlerini bozarlar ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderlerine karşı
savaşın. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardır. (Onlara karşı savaşırsanız)
umulur ki küfre son verirler. (Tevbe: 9/12)
(Ey müminler!) Verdikleri sözü
bozan, Peygamber'i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa
başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız; yoksa onlardan korkuyor
musunuz? Eğer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanıza
daha lâyıktır. (Tevbe: 9/13)
Nihayet, Allah'a verdikleri
sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle
karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu. (Tevbe:
9/77)
Allah'a verdikleri sözü
kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği
şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte
lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır. (Ra’d: 13/25)
Antlaşma yaptığınız zaman,
Allah'ın ahdini yerine getirin ve Allah'ı üzerinize şahit tutarak,
pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Şüphesiz Allah, yapacağınız şeyleri pek
iyi bilir. (Nahl: 16/91)
Bir toplum diğer bir toplumdan
(sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı
edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın.
Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkında ihtilafa düşmekte olduğunuz
şeyi kıyamet gününde mutlaka size açıklayacaktır. (Nahl: 16/92)
Yeminlerinizi aranızda fesada
araç edinmeyin, aksi halde (İslâm'da) sebat etmişken ayağınız kayar da
(insanları) Allah yolundan alıkoymanız sebebiyle (dünyada) kötülüğü tadarsınız.
Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardır. (Nahl: 16/94)
Allah'ın ahdini az bir
karşılığa değişmeyin! Şayet anlayan kimseler iseniz, şüphesiz Allah katında olan
(sevap) sizin için daha hayırlıdır. (Nahl: 16/95)
Fakat biz onlardan azabı
kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler. (Zuhruf: 43/50)
Muhakkak ki sana biat edenler
ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir.
Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan
ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir. (Fetih: 48/10)
|