a6
a6- Çirkin Söz ve
Davranışın Yasaklanması
Allah kötü sözün açıkça
söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve
bilicidir. (Nisa: 4/148)
De ki: Gelin Rabbinizin size
neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya
iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da
rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve
Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size
emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız. (En’am: 6/151)
De ki: Rabbim ancak açık ve
gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil
indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz
şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. (A’raf: 7/33)
Muhakkak ki Allah, adaleti,
iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da
yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl: 16/90)
Onlar ki, boş ve yararsız
şeylerden yüz çevirirler; (Mü’minun: 23/3)
Çünkü siz bu iftirayı, dilden
dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda
geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah
katında çok büyük (bir suç) tur. (Nur: 24/15)
Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup
yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil
miydiniz? (Nur: 24/16)
İnananlar arasında çirkin
şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir
ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Nur: 24/19)
Ey iman edenler! Şeytanın
adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o,
edepsizliği (yüzkızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah'ın
lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı.
Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir. (Nur: 24/21)
(O kullar), yalan yere şahitlik
etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. (Furkan:
25/72)
Rabbinizin sizler için
yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?
Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz! (Şuara: 26/165-166)
(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla)
siz, ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu
siz, beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz! (Neml: 27/55)
Lût'u da (gönderdik). O,
kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir
hayâsızlığı yapıyorsunuz! (Ankebut: 29/28)
|