İnanmadıkları Halde Mümin Olduklarına Dair Yalan Yere Yemin Edenler
İnanmadıkları
Halde Mümin Olduklarına Dair Yalan Yere Yemin Edenler
Allah'ın
kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri
görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği)
bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar. (Mücadele Suresi, 14)
Olanca
yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına
dair Allah’a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah katındadır; onlara
(mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz? (En’am
Suresi, 109)
Gerçekten sizden
olduklarına dair Allah adına yemin ederler. Oysa onlar sizden değildirler. Ancak
onlar ödleri kopan bir topluluktur. (Tevbe Suresi, 56)
Zarar vermek,
inkârı (pekiştirmek), mü’minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah’a ve
elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: "Biz iyilikten başka
birşey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı
olduklarına şahidlik etmektedir. (Tevbe Suresi, 107)
Yeminlerinin
olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin
herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah’a ant içtiler.
Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını
artırmadı. (Fatır Suresi, 42)
|