a3
a3- Cihadın
Meşruluğu
Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda
savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez. (Bakara: 2/190)
Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz
kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür.
Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir,
siz bilmezsiniz. (Bakara: 2/216)
Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her
şeyi işitir ve bilir (Bakara: 2/244)
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse
(bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü
(şefkatli), kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar)
Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir
kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur.
Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir. (Maide: 5/54)
Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre
göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı. (Enfal:
8/6)
(Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı
gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi. (Enfal: 8/8)
Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın
oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah
onların yaptıklarını çok iyi görür. (Enfal: 8/39)
Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları
için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de
dağıt. (Enfal: 8/57)
Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde
öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde
oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse
artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. (Tevbe: 9/5)
Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar
ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderlerine karşı savaşın. Çünkü onlar
yeminleri olmayan adamlardır. (Onlara karşı savaşırsanız) umulur ki küfre son
verirler. (Tevbe: 9/12)
Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle
onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin
toplumun kalplerini ferahlatsın. (Tevbe: 9/14)
Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve
ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve
hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye
kadar savaşın. (Tevbe: 9/29)
Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın
yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram
aylardır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı
çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün
savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah
(kötülükten) sakınanlarla beraberdir. (Tevbe: 9/36)
Ey Peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı
cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne
kötü bir varış yeridir! (Tevbe: 9/73)
Ey iman edenler! Kafirlerden yakınınızda
olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar.
Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir. (Tevbe: 9/123)
(Savaşta) inkar edenlerle karşılaştığınız zaman
boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın
(esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı
salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi
birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların
yaptıklarını boşa çıkarmaz. (Muhammed: 47/4)
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya
ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız? (Muhammed: 47/22)
|