d2
d2- İhanetinden
Korkulan Kimselere Karşı Temkin ve Tedbir
Ey iman edenler! Tedbirinizi alın; bölük bölük
savaşa çıkın, yahut (gerektiğinde) topyekün savaşın. (Nisa: 4/71)
Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin
size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah
yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır. (Nisa: 4/101)
Sen de içlerinde bulunup onlara namaz
kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar,
silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde
(diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer
gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat
tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kafirler arzu ederler ki siz
silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar.
Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı
bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah,
kafirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. (Nisa: 4/102)
(Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik
yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu
kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez. (Enfal: 8/58)
Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider,
konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir.
Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah
onların canlarını alsın! Nasıl bu hale geliyorlar? (Münafikun: 63/4)
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan
size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını
başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok
esirgeyendir. (Teğabun: 64/14)
|