1a4
1a4- Göklerin ve
Yerin Yaratılışı
O Rab ki, yeri sizin için bir
döşek, göğü de (kubbemsi) bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size
besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a
şirk koşmayın. (Bakara: 2/22)
O, yerde ne varsa hepsini sizin
için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat
olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir. (Bakara:
2/29)
Şüphesiz göklerin ve yerin
yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda
veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten
indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı
yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları
yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah'ın varlığını ve birliğini
isbatlayan) birçok deliller vardır. (Bakara: 2/164)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan,
karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve
delillerden) sonra kafir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar. (En’am:
6/1)
De ki: Gökleri ve yeri yoktan
var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah'tan başkasını mı dost edineceğim!
De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma!
(denildi). (En’am: 6/14)
O, gökleri ve yeri hak (ve
hikmet) ile yaratandır. "Ol!" dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir.
Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O,
hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır. (En’am: 6/73)
Ben hanîf olarak, yüzümü
gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. (En’am:
6/79)
O, göklerin ve yerin eşsiz
yaratıcısıdır. O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O
yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O'dur. (En’am: 6/101)
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri
ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini
kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş
durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur.
Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir! (A’raf: 7/54)
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri
ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek Arş'a
istivâ eden Allah'tır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte O
Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâla düşünmüyor musunuz! (Yunus:
10/3)
O, hanginizin amelinin daha
güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri
ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra
muhakkak diriltileceksiniz" desen, kafir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden
başka bir şey değildir" derler. (Hud: 11/7)
Görmekte olduğunuz gökleri
direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun
eğdiren Allah'tır. (Bunların her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir.
O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip
âyetleri açıklamaktadır. (Ra’d: 13/2)
Peygamberleri dedi ki: Gökleri
ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan
bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak içi sizi (hak
dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey
değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek
istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin! (İbrahim: 14/10)
Allah'ın gökleri ve yeri hak
ile yarattığını görmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk
getirir. (İbrahim: 14/19)
Yeri uzatıp yaydık, orada sabit
dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.
(Hicr: 15/19)
Biz gökleri, yeri ve ikisinin
arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir.
Şimdilik onlara güzel muamele et. (Hicr: 15/85)
(Allah) gökleri ve yeri hak ile
yarattı. O, koştukları ortaklardan münezzehtir. (Nahl: 16/3)
Düşünmediler mi ki, gökleri ve
yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah,
onlar için bir vade takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkarcılıktan
başkasını kabullenmediler. (İsra: 17/99)
Ben onları (İblis ve soyunu) ne
göklerin ve yerin yaratılışına, ne de bizzat kendilerinin yaratılışına şahit
tuttum. Ben yoldan çıkaranları yardımcı edinecek değilim. (Kehf: 18/51)
(Kur'an) yeri ve yüce gökleri
yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir. (Taha: 20/4)
Biz, göğü, yeri ve bunlar
arasındakileri, oyuncular (işi, eğlencesi) olarak yaratmadık. (Enbiya: 21/16)
Gökleri, yeri ve ikisinin
arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden)
Rahman'dır. Bunu bir bilene sor. (Furkan: 25/59)
(Onlar mı hayırlı) yoksa
gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla, bir ağacını bile
bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah'tan başka bir
tanrı mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur. (Neml: 27/60)
Allah, gökleri ve yeri hak
olarak (yerli yerince) yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın
varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır. (Ankebut: 29/44)
Andolsun ki onlara: "Gökleri ve
yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan, mutlaka,
"Allah" derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar? (Ankebut:
29/61)
Elbette göklerin ve yerin
yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük birşeydir. Fakat insanların
çoğu bilmezler. (Mü’min: 40/57)
De ki: Gerçekten siz, yeri iki
günde yaratanı inkar edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
(Fussilet: 41/9)
Sonra duman halinde olan göğe
yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de
"İsteyerek geldik" dediler. (Fussilet: 41/11)
Biz gökleri, yeri ve bunlar
arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. (Duhan: 44/38)
Onları sadece gerçek bir
sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. (Duhan: 44/39)
Allah, gökleri ve yeri yerli
yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara
haksızlık edilmez. (Casiye: 45/22)
Gökleri ve yeri yaratan,
bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini
düşünmezler mi? Evet O, her şeye kadirdir. (Ahkaf: 46/33)
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı
ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok. (Kaf:
50/6)
Yeryüzünü de döşedik ve ona
sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik. (Kaf:
50/7)
Andolsun biz, gökleri, yeri ve
ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi. (Kaf:
50/38)
İçinde yörüngeleri olan göğe
andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan)
dönen döndürülür (engellenmez). (Zariyat: 51/7-9)
Göğü kendi ellerimizle biz
kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. (Zariyat: 51/47)
Yeri de döşedik. (Bak) ne güzel
döşeyiciyiz! (Zariyat: 51/48)
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı
yarattılar? Hayır! Onlar bir türlü anlayıp inanmazlar. (Tur: 52/36)
Göğü Allah yükseltti ve mîzanı
(dengeyi) O koydu. (Rahman: 55/7)
Allah, yeri canlılar için
yaratmıştır. (Rahman: 55/10)
O, gökleri ve yeri altı günde
yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı,
gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.
Allah yaptıklarınızı görür. (Hadid: 57/4)
Görmediniz mi, Allah yedi göğü
birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış! (Nuh: 71/15)
Biz yeryüzünü bir döşek,
dağları da birer kazık yapmadık mı? (Nebe: 78/6-7)
Üstünüzde yedi kat sağlam göğü
bina ettik. (Nebe: 78/12)
Sizi yaratmak mı daha güç,
yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, onu yükseltip düzene koydu.
Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. (Naziat: 79/27-29)
(İnsanlar) devenin nasıl
yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine,
yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? (Ğaşiye: 88/17-20)
|