2k4d
2k4d- Ad Kavminin
Helak Edilmesi
Onu ve onunla beraber olanları
rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü
kestik. (A’raf: 7/72)
Onlara kendilerinden
evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının
ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler
getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi
kendilerine zulmetmekte idiler. (Tevbe. 9/70)
Emrimiz gelince, Hûd'u ve
onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır
bir azaptan kurtuluşa erdirdik. (Hud: 11/58)
Ey kavmim! Sakın bana karşı
düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başlarına
gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir.
(Hud: 11/89)
Nitekim, vukuu kaçınılmaz olan
korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne
çevirdik. Zalimler topluluğunun canı cehenneme! (Mü’minun: 23/41)
Âd'ı, Semûd'u, Ress halkını ve
bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkarcılıklarından ötürü helâk ettik).
(Furkan: 25/38)
Böylece onu yalancılıkla
suçladılar; biz de kendilerini helâk ettik. Doğrusu bunda büyük bir ibret
vardır; ama çokları iman etmezler. (Şuara: 26/139)
Âd ve Semûd'u da (helâk ettik).
Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık
anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru
yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar. (Ankebut: 29/38)
Nitekim, onlardan her birini,
günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar
gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini
de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine
zulmediyorlardı. (Ankebut: 29/40)
İman etmiş olan dedi ki: "Ey
kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra
gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen
bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir." (Mü’min:
40/30-31)
Bundan dolayı biz de onlara
dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir
rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım
da edilmez. (Fussilet: 41/16)
Nihayet onu, vadilerine doğru
yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir
buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde
acı azap bulunan bir rüzgârdır! (Ahkaf: 46/24)
O (rüzgâr), Rabbinin emriyle
her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka
bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız. (Ahkaf:
46/25)
Âd kavminde de (ibretler
vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. (Zariyat: 51/41)
Üzerinden geçtiği şeyi canlı
bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu. (Zariyat: 51/42)
Ve şüphesiz ki önceki Âd
kavmini O helâk etti. (Necm: 53/50)
Biz onların üstüne, uğursuzluğu
devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. (Kamer: 54/19)
O rüzgâr, insanları, sökülmüş
hurma kütükleri gibi yere seriyordu. (Kamer: 54/20)
Âd kavmi ise, uğultulu, kasıp
kavuran bir fırtına ile mahvedildiler. (Hakka: 69/6)
Allah onu, ardarda yedi gece,
sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi,
içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün. (Hakka.
69/7)
Şimdi onlardan arda kalan bir
şey görüyor musun? (Hakka: 69/8)
Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd
kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem
şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular)
sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda
kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. (Fecr: 89/6-14)
|