2k5f
2k5f- Semud
Kavminin Cezalandırılması
Bunun üzerine onları o
(gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar. (A’raf:
7/78)
Onlara kendilerinden
evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının
ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler
getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi
kendilerine zulmetmekte idiler. (Tevbe: 9/70)
Emrimiz gelince, Salih'i ve
onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün
zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir. (Hud:
11/66)
Zulmedenleri de o korkunç ses
yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar. (Hud: 11/67)
Sanki orada hiç oturmamışlardı.
Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkar ettiler. Yine bilesiniz ki,
Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı. (Hud: 11/68)
Ey kavmim! Sakın bana karşı
düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başlarına
gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir.
(Hud: 11/89)
Onları da sabaha çıkarlarken o
korkunç ses yakaladı. (Hicr: 15/83)
Kazanmakta oldukları şeyler
onlardan hiçbir zararı savmadı. (Hicr: 15/84)
Âd'ı, Semûd'u, Ress halkını ve
bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkarcılıklarından ötürü helâk ettik).
(Furkan: 25/38)
Bunun üzerine onları azap
yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. (Şuara:
26/158)
Bak işte, tuzaklarının âkıbeti
nice oldu: Onları da, (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk
ettik! (Neml: 27/51)
İşte haksızlıkları yüzünden
çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. (Neml:
27/52)
Âd ve Semûd'u da (helâk ettik).
Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık
anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru
yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar. (Ankebut: 29/58)
İman etmiş olan dedi ki: "Ey
kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra
gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen
bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir." (Mü’min:
40/30-31)
Semûd'a gelince onlara doğru
yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler, Böylece yapmakta
oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı. (Fussilet:
41/17)
Rablerinin emrine karşı
geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi. (Zariyat:
51/44)
Ayağa kalkacak güçleri
kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. (Zariyat: 51/45)
Semûd'u da (O helâk etti) ve
geriye hiçbir şey bırakmadı. (Necm: 53/51)
Biz onların üzerlerine korkunç
bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler. (Kamer:
54/31)
Semûd'a gelince: Onlar pek
zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler. (Hakka: 69/5)
Orduların, Firavun ve Semûd'un
(uğradıkları felâketin) haberi sana geldi mi? (Buruc: 85/17-18)
Semûd kavmi azgınlığı yüzünden
(Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için)
atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: "Allah'ın devesine ve onun su hakkına
dokunmayın!" dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine
Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk
etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya! (Şems:
91/11-15)
|