2k7g- Lut Kavminin Cezalandırılması

2k7g
2k7g- Lut Kavminin Cezalandırılması   Ve üzerlerine (taş) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! (A’raf: 7/84) Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler. (Tevbe: 9/70) Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki: Korkma! (Biz melekleriz). Lût kavmine gönderildik. (Hud: 11/70) İbrahim'den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta) bizimle mücadeleye başladı. (Hud: 11/74) (Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir! (Hud: 11/76) Elçilerimiz Lût'a gelince, (Lût) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da "Bu, çetin bir gündür" dedi. (Hud: 11/77) (Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vadolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi? (Hud: 11/81) Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık. (Hud: 11/82) (O taşlar:) Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zalimlerden uzak değildir. (Hud: 11/83) Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir. (Hud: 11/89) Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik. (Hicr: 15/63) Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz. (Hicr: 15/64) Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır." (Hicr: 15/66) Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı. (Hicr: 15/73) Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık. (Hicr: 15/74) (Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar. (Furkan: 25/40) Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan (oldu). (Şuara: 26/171) Sonra diğerlerini helâk ettik. (Şuara: 26/172) Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü! (Şuara: 26/173) Onların üzerlerine müthiş bir yağmur indirdik. Bu sebeple, uyarılan (fakat aldırmayan) ların yağmuru ne kötü olmuştur! (Neml: 27/58) Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir. (Ankebut: 29/31) "Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz." (Ankebut: 29/34) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût'u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. (Saffat: 37/134-136) "Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik)." (Zariyat: 51/33) (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır). (Zariyat: 51/34) Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık. (Zariyat: 51/36) Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık. (Zariyat: 51/37) Altüst olan şehirleri de o böyle yaptı. (Necm: 53/53) Onların başına getireceğini getirdi! (Necm: 53/54) Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna; katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız. (Kamer: 54/34-35) Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı. (Kamer: 54/38) Böylece Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi. (Hakka: 69/10)


20.02.2009 tarihinden beri 2082 defa okundu Son takip: 01.05.2024 - 03:12