2k16d
2k16d- Musa
“Kelimullah”
O peygamberlerin bir kısmını
diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da
derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu
Rûhu'l- Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen
milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle
savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi
de inkar etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini
yapar. (Bakara: 2/253)
Bir kısım peygamberleri sana
daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten
konuştu. (Nisa: 4/164)
Musa tayin ettiğimiz vakitte
(Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; seni
göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o
yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli
edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan
sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. (A’raf:
7/143)
(Allah) Ey Musa! dedi, ben
risaletlerimle (sana verdiğim görevlerle) ve sözlerimle seni insanların başına
seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol. (A’raf: 7/144)
Ona Tûr'un sağ tarafından
seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık. (Meryem:
19/52)
Oraya vardığında kendisine
(tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi: (Taha: 20/11)
Muhakkak ki ben, evet ben senin
Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuvâ'dasın! (Taha:
20/12)
Ben seni seçtim. Şimdi
vahyedilene kulak ver. (Taha: 20/13)
Muhakkak ki ben, yalnızca ben
Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl. (Taha:
20/14)
Kıyamet günü mutlaka
gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye neredeyse onu
(kendimden) gizleyeceğim. (Taha: 20/15)
Ona inanmayan ve nefsinin
arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın;
sonra mahvolursun! (Taha: 20/16)
Şu sağ elindeki nedir, ey Musa?
(Taha: 20/17)
O, benim asâmdır, dedi, ona
dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım
da vardır. (Taha: 20/18)
Allah: Yere at onu, ey Musa!
dedi. (Taha: 20/19)
Allah buyurdu: Al onu! Korkma!
Biz onu şimdi ilk haline sokacağız. (Taha: 20/21)
Bir de elini koltuğunun altına
sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın. (Taha:
20/22)
Ta ki, sana, (böylece) en büyük
âyetlerimizden bazılarını gösterelim. (Taha: 20/23)
Firavun'a git. Çünkü o iyice
azdı. (Tahna: 20/24)
Seni acele ile kavminden
ayrılmaya sevkeden nedir, ey Musa! (Taha: 20/83)
Musa: İşte, dedi, onlar da
benim peşimdeler. Ben, memnun olasın diye sana acele ile geldim Rabbim. (Taha:
20/84)
Hani Rabbin Musa'ya: O zalimler
güruhuna, Firavun'un kavmine git. Hâla (başlarına gelecekten) sakınmayacaklar mı
onlar? diye seslenmişti. (Şuara: 26/10-11)
Musa şöyle dedi: Rabbim!
Doğrusu, beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum. (Şuara: 26/12)
(Bu durumda) içim daralır,
dilim dönmez; onun için Harun'a da elçilik ver. (Şuara: 26/13)
Onların bana isnat ettikleri
bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum. (Şuara: 26/14)
Haydi Firavun'a gidip deyin ki:
Gerçekten biz, âlemlerin Rabbi'nin elçisiyiz; (Şuara: 26/16)
Oraya geldiğinde şöyle
seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır!
Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir! (Neml: 27/8)
Ey Musa! İyi bil ki, ben,
mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım! (Neml: 27/9)
Ancak, kim haksızlık eder,
sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok
bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim. (Neml: 27/11)
Oraya gelince, o mübarek
yerdeki vadinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle
seslenildi: Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım. (Kasas:
28/30)
Ve "Asânı at!" (denildi). Musa
(attığı) asâyı yılan gibi deprenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. "Ey
Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın" (buyuruldu). (Kasas:
28/31)
"Elini koynuna sok; kusursuz,
bembeyaz çıkacaktır. Korkudan (açılan) kollarını kendine çek. İşte bu ikisi
Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Çünkü
onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır" (diye seslenildi). (Kasas: 28/32)
Kardeşim Harun'un dili
benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle
birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
(Kasas: 28/34)
Allah buyurdu: Seni kardeşinle
destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz (mucize
yardımlarımız) sayesinde onlar size erişemiyecekler. Siz ve size tâbi olanlar
üstün geleceksiniz. (Kasas: 28/35)
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman
da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı
(peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada
geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar. (Kasas: 28/46)
Kutsal vadi Tuvâ'da Rabbi ona
şöyle seslenmişti: (Naziat: 79/16)
Firavun'a git! Çünkü o çok
azdı. (Naziat: 79/17)
De ki: Arınmayı ve seni
Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın. (Naziat:
79/18-19)
|