2k16ı12
2k16ı12- Firavun
ve Askerlerinin Helaki
Bir zamanlar biz sizin için
denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da siz bakıp dururken
denizde boğduk. (Bakara: 2/50)
(Onların yolu) Firavun
hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim
âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden
yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir. (Al-i İmran: 3/11)
Biz de âyetlerimizi
yalanlamaları ve onlardan gafil kalmaları sebebiyle kendilerinden intikam aldık
ve onları denizde boğduk. (A’raf: 7/136)
Hor görülüp ezilmekte olan o
kavmi (yahudileri) de, içini bereketle doldurduğumuz yerin doğu taraflarına ve
batı taraflarına mirasçı kıldık. Sabırlarına karşılık Rabbinin İsrailoğullarına
verdiği güzel söz yerine geldi. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarını ve
yetiştirdikleri bahçeleri helâk ettik. (A’raf: 7/137)
(Bunların gidişatı) tıpkı
Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. (Onlar da) Allah'ın
âyetlerini inkar etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı.
Allah güçlüdür. O'nun cezası şiddetlidir. (Enfal: 8/52)
(Evet bunların durumu), Firavun
ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin âyetlerini
yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helâk etmiştik ve Firavun
ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler. (Enfal: 8/54)
Musa dedi ki: Ey Rabbimiz!
Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında zinet ve nice mallar verdin. Ey
Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri), insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem
verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi (verdin)? Ey Rabbimiz!
Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver (ki iman etsinler). (Yunus:
10/88)
Biz, İsrailoğullarını denizden
geçirdik. Ama Firavun ve askerleri zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip
etti. Nihayet (denizde) boğulma haline gelince, (Firavun:) "Gerçekten,
İsrailoğullarının inandığı Tanrı'dan başka tanrı olmadığına ben de iman ettim.
Ben de müslümanlardanım !'' dedi. (Yunus: 10/90)
(Ey Firavun!) Senden sonra
geleceklere ibret olman için, bugün senin bedenini (cansız olarak) kurtaracağız.
İşte insanlardan bir çoğu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler. (Yunus: 10/92)
Derken, Firavun onları ülkeden
çıkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde)
boğduk. (İsra: 17/103)
Bunun üzerine o, askerleri ile
birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi. (Taha: 20/78)
Firavun, kavmini saptırdı,
doğru yola sevketmedi. (Taha: 20/79)
Böylece onları yalanladılar ve
bu sebeple helâk edilenlerden oldular. (Mü’minun: 23/48)
"Âyetlerimizi yalan sayan kavme
gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik. (Furkan:
25/36)
Ötekilerini de oraya
yaklaştırdık. (Şuara: 26/64)
Sonra ötekilerini suda boğduk.
(Şuara: 26/66)
Biz de onu ve askerlerini
yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu! (Kasas: 28/40)
Nitekim, onlardan her birini,
günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar
gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini
de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine
zulmediyorlardı. (Ankebut: 29/40)
Nihayet Allah, onların
kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zâtı korudu, Firavun'un kavmini ise
kötü azap kuşatıverdi. (Mü’min: 40/45)
Böylece bizi öfkelendirince
onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk. (Zuhruf: 43/55)
Onları, sonradan gelenlerin
geçmişi ve bir ibret örneği kıldık. (Zuhruf: 53/56)
Denizi açık halde bırak. Çünkü
onlar boğulacak bir ordudur. (Duhan: 44/24)
Onlar geride nice bahçeler,
pınarlar, ekinler, güzel konaklar, zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler
bırakmışlardı. (Duhan: 44/25-27)
İşte böylece biz de onları
başka bir topluma miras bıraktık. (Duhan: 44/28)
Gök ve yer onların ardından
ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi. (Duhan: 44/29)
Nihayet onu da ordularını da
yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu. (Zariyat: 51/40)
Lâkin onlar bütün âyetlerimizi
yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.
(Kamer: 54/42)
Böylece Rablerinin
peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde
yakalayıverdi. (Hakka: 69/10)
Ama Firavun o peygambere karşı
gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik. (Müzzemmil:
73/16)
Allah onu, (herkese ibret
olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı. (Naziat: 79/25)
Orduların, Firavun ve Semûd'un
(uğradıkları felâketin) haberi sana geldi mi? (Buruc: 85/17-18)
Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd
kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem
şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular)
sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda
kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. (Fecr: 89/6-14)
|